Esas No: 2022/1516
Karar No: 2022/2685
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1516 Esas 2022/2685 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1516 E. , 2022/2685 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı ...’in eşi olan ... ile davacı ...'nün birlikte inşaat yapmak üzere arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri imzaladıklarını, daha sonra 17.04.2009 tarihli sözleşme düzenlediklerini ve buna göre ...'nın eşi olan davalıya iki adet bağımsız bölüm devrettiklerini, ancak dava dışı ...'nın edimlerini yerine getirmediğini, tapu devirlerinin sebepsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini, ıslah dilekçesinde, taşınmazlar davalı tarafından satıldığından değerinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının sözleşmeye taraf olmadığını, inşaatların başlamamasında davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı ... ile dava dışı ... arasındaki sözleşme ve ek protokol gereğince, ...'nın edimlerini yerine getirmediği, davalının ise dava dışı ...'ın eşi olup, taraflar arasındaki ilişkiyi bilen kişi olduğu gerekçesiyle, dava konusu taşınmazların değerinin tahsiline karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi sonucunda, (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2014/9154 Esas – 2015/4404 Karar sayılı ilamı ile, davacılardan ... ile davalının eski eşi ... arasında 17.04.2009 ve 22.06.2009 tarihli adi ortaklık niteliğinde sözleşmeler mevcut olduğu, eldeki davada, bu sözleşmeler gereği davalıya devredilen tapu kayıtlarının iptal ve tescili, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili talep edildiğinden sözleşmelerin tarafı olan ...'ya karşı davacının dava açması sağlanıp, açılan davanın eldeki dava ile birleştirildikten sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozma ilamından sonra davacı ... tarafından ...’ya karşı dava açılmış, söz konusu davanın eldeki dava ile birleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...'nün açtığı davanın dava şartı yokluğundan reddine, davalılar ... ve .... aleyhine açılan davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, davacı ... ve davalılar tarafından temyiz edilmesi sonucunda (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2018/1283 Esas – 2018/2923 Karar sayılı ilamı ile, davacı ...’nün tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, kararın davalılar ... ve ... yararına, taraflar arasında BK'nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna göre, mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin yapılmasının zorunlu olduğu, bunun için adi ortaklığın başlangıcı olan tüm kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin getirtilip incelenmesi, Adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin sözleşme var ise, sözleşmedeki hükümlerin, yok ise, BK.nun ilgili hükümlerinin uygulanması, adi ortaklık ilişkisinde ortaklık payı açık değil ise, bu durumda her iki ortağın 1/2'şer hisseye sahip olduğu BK'nın 523. maddesinin 1. fıkrası gereği olduğu, ortaklıkta yönetici ortağın hesap verme yükümlülüğü bulunduğu, bu nedenlerle öncelikle yönetici ortağın da tespiti ile BK'nın 530. maddesi uyarınca yönetici ortağın hesaba davet edilmesi ve şirket hesaplarının istenmesi, yönetici ortağın delilleri ve diğer ortağın mukabil delilleri incelenmesi gerektiği, ayrıca 17.04.2009 tarihli sözleşmenin ve 22.06.2009 tarihli ek protokolün adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin hükümler içerdiğinin de gözetilerek mahkemece tasfiyenin sözleşme hükümleri, sözleşmede hükümlerin bulunmadığı durumda ise, BK'nın 538 ve 539. maddeleri de gözetilerek, mahkemece mali müşavir bilirkişi seçilmek ve inceleme yaptırılmak suretiyle adi ortaklığın tasfiye edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozma ilamından sonra mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan raporda, sözleşmede ortaklık payları açıkça yazılmadığından her iki ortağın 1/2 hisseye sahip olduğu bu nedenle de ortaklığın kar ve zararlarının eşit olması gerektiği belirlenmiş, adi ortaklığın toplam zararının 26.578.997,31 TL olduğu her bir ortağa isabet eden zarar tutarının 13.289.498,66 TL iken, davacı ortak ...'nün katlandığı zararın 470.000,00 TL olduğu ve 12.819.498,66 TL zarara eksik katlandığı hesap edilmiştir. Mahkemece davacı ortağın zarara eşit olarak katlanmadığı gerekçesiyle davacı ...'nün davalı ...'ya karşı açmış olduğu davanın bu gerekçeyle reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın ise söz konusu davalının taraflar arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin 2021/183 Esas, 2021/2547 Karar ve 23.12. 2021 tarihli kararı onandığı anlaşılmıştır.
Karara karşı, davacılar vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı ...’nün tüm karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2-Davacı ...’nün karar düzeltme sebeplerine gelince;
Bozma kararına uyan mahkemece bozma kararında belirtilen hususlar uyarınca inceleme yapılıp, karar verilmesi gerekmektedir. Bozma ilamından sonra mahkemece alınan bilirkişi raporunun; yönetici ortak sıfatıyla davalı ... tarafından sunulan belgeler incelenerek sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Ancak davalı ...’nın gider olarak yaptığı kabul edilen masraf kalemleri incelendiğinde, bu kalemlerin bir kısmının dava dışı arsa sahipleri tarafından davalı ... ve üçüncü kişilere karşı açılan tapu iptal ve tescil ya da alacak davaları olduğu, bu davalarda davacı ...’nün davalı sıfatıyla yer almadığı ve davalara dayanak olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin bir kısmında da davacı ...’nün taraf olmadığı anlaşıldığı gibi, söz konusu davaların kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Ayrıca yine bilirkişi raporunda davalı tarafından ödendiği kabul edilen 600.000 Euro’luk senet incelendiğinde, bu senedin 17.03.2014 tarihli sözleşme uyarınca teminat senedi olarak davalı ... tarafından dava dışı yediemin Ali Yıldız ve Zeynel Yıldız’a verildiği, söz konusu senedin ciro yoluyla ....’a geçtiği, senedin Kayseri 4. İcra Dairesinin 2011/3218 Esas sayılı icra dosyasında takibe konulduğu, alacaklı Kenan Altıparmak tarafından dosyaya 07.03.2014 tarihli “ibraname” başlıklı belge sunulduğu, bu belgede ...’ın, söz konusu senedin teminat senedi olarak verildiğini yeni öğrendiği, alacağını haricen ...’dan tahsil etmesi nedeniyle takipten feragat ettiğini belirttiği anlaşılmış, davalı ... tarafından bu senede dayalı takibin iptali için Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/886 Esas sayılı dava açılmış, davanın mahkemece ibranamenin borcun itfa edildiğini gösteren belge olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, söz konusu borcun ödenip ödenmediğine dair davalı ... tarafından dosyaya belge sunulmadığı gibi söz konusu icra takibinin akibetinin de araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca yine bilirkişi raporunda, davalı ... tarafından masraf olarak yapıldığı kabul edilen 800.000,00 TL’lik ödemeye dair Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/556 Esas sayılı dava dosyası dayanak olarak gösterilmiş ise de, bu dava dosyası dosyaya kazandırılmadan, tarafları, dava konusu ve sebebi irdelenmeden masraf kalemi olarak kabul edilmesi de doğru olmamıştır.
İş bu nedenle mahkemece yapılacak iş; davacı ..., davalı ... tarafından adi ortaklık ilişkisi için yapıldığı savunulan masraf kalemlerinin bu ilişki için yapılmadığını iddia etmiş olup, bu iddiasına dayanak olan mahkeme dosyalarının ilgili yer mahkemelerinden getirtilmesi, yine davacı tarafından davalı ... tarafından üçüncü kişilere devredilen bir kısım bağımsız bölümlerin aralarında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile ilgili olmayıp davalının üçüncü kişilerle imzaladığı sözleşmeler ile ilgisi olduğu iddia edildiğinden ve buna dair dosyada sözleşme ve protokol örnekleri olduğundan buna dair iddialarının irdelenmesi, ayrıca icra dosyasına davalı tarafından yapılmış haricen bir ödeme varsa buna dair ödeme belgelerinin dosyaya kazandırılması, icra dosyasının akibeti hakkında bilgi alınması, davalı tarafından adi ortaklık için yapıldığı belirtilen 800.000,00 TL’lik ödemeye dair belgelerin Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/556 Esas sayılı dosyasında olduğu belirtildiğinden bu dosyanın da ilgili mahkemesinden istenmesinden sonra dosyanın alanında uzman 2 mali müşavir ve bir hukukçu bilirkişi kuruluna tevdi ile Yargıtay denetimine elverişli, önceki bilirkişi raporlarını da irdeleyecek şekilde rapor alınması, tarafların itirazları olduğu takdirde bu itirazları giderir şekilde ek rapor alınması, raporlar arasında çelişki olduğu takdirde gerekirse üçüncü bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonuca gidilmesinden ibaret olmalıdır.
Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması yerine onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak açıklanan gerekçelerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ...’nün karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent uyarınca davacı ... vekilinin karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Dairemizin 2021/183 Esas, 2021/2547 Karar sayılı, 23.12.2021 tarihli onama ilamının kaldırılmasına, hükmün davacı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harç ile karar düzeltme harcının istek halinde davacı ...'ye iadesine, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından davacı ...'den yeniden harç alınmasına yer olmadığına
ve takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı ...'den alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 12.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.