Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3968 Esas 2022/2702 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3968
Karar No: 2022/2702
Karar Tarihi: 13.05.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3968 Esas 2022/2702 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, davacı ve davalı arasında imzalanan sürücülü hizmet aracı kiralama sözleşmesinin asgari ücrette meydana gelen beklenenin üzerindeki artış nedeniyle bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, çalıştırılan personel için asgari ücret işveren maliyetindeki artışın hesaplanması sonucu davalıdan tahsil edilmesi gerektiğine karar vermiş ancak istinaf başvurusu sonucu karar bozulmuştur. Yargıtay ise, asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olduğunu belirtmiş ve ambulans şoförleri için sözleşme ile belirlenen ücretlerin eski ve yeni brüt asgari ücret tutarları arasındaki fiyat farkının hesaplanarak tespit edilecek miktar üzerinden sözleşmenin uyarlanması gerektiğini vurgulamıştır. Kanun maddeleri olarak, asgari ücretin kanunla belirlendiği ve kamu düzenine ilişkin olduğu, sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulmaması gerektiği belirtilmiştir. (4857 Sayılı İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu)
6. Hukuk Dairesi         2021/3968 E.  ,  2022/2702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı kurum ile “730 gün süresince 20 adet ambulans ve 83 adet sürücü ile sürücülü ambulans kiralama hizmeti alımı” işini konu alan 07.10.2015 tarihli sözleşme akdedildiğini, 2016 yılında asgari ücrette olağan dışı bir ücret artışı gerçekleştiğini, artışın %30 oranında ek mali yük getirmesi sebebiyle davalıdan güncel asgari ücretlerin baz alınmasını talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini, sözleşme bedelinin çalıştırılan personel sayısınca aylık asgari ücret artışı farkı kadar arttırılması ve ifa edilen aylara ilişkin hak ediş farklarının hesaplanarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL’nin 01/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 28/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 455,709,84-TL'nin 01.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, dava tarihinde henüz ifa edilmemiş olan aylara ilişkin olarak çalıştırılan personellerin asgari ücret işveren maliyetindeki artış farkının aylık düzenlenecek hakedişlere eklenmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin tümünün zamanaşımına uğradığını, vergi oranlarını belirleyen kurumun idare olmadığını, davanın Maliye Bakanlığına yönetilmesi gerektiğini, asgari ücretin her yıl arttırıldığını, bu yılki artışın da olağanüstü olmadığını, artışlardaki sorumluluğun davacıya ait olduğunu, aksi görüşün Türk Borçlar Kanununun genel hükümlerine aykırılık teşkil edeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, işçilik haklarının davacı şirket yönünden %29,33 oranında bir artış gösterdiği, bu artışın davacı şirket yönünden öngörülmez ve önlenemez olduğu, 2016 yılına ilişkin işçilik tevkifatlarının yani (işçilik yönünden sözleşme bedelinin) %23,54 oranında olduğu, sözleşme bedelinin yaklaşık 1/4 ünü kapsadığı, bu durumda yeni şartlara uyarlanması gerektiği, asgari ücretteki öngörülemeyen ve önlenemeyen olağanüstü artış nedeniyle çalıştırılan 83 personel için asgari ücret işveren maliyetindeki artışın 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arasında toplam 455.709,84 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin 01/01/2016 tarihinden sonraki kısmı için sözleşme bedelinin 01/01/2016-31/12/2016 dönemi için ifa edilen kısmına ilişkin olarak 455.709,84 TL artırılmak suretiyle uyarlanması ve bu bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, 455.709,84 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bu bedelin 5.000 TL’sine 29/12/2016 tarihinden itibaren bakiyesine ıslah tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, sözleşme hükümleri, sözleşmenin ekleri ve fiyat farkına ilişkin Bakanlar Kurulu kararına göre fiyat farkı istenemeyeceği, sözleşmenin uyarlanması yoluyla fiyat farkı istemi bakımından da sözleşmenin yapılmış olduğu tarihteki ülkenin ekonomik ve siyasi durumu, sözleşmenin süresi ve niteliği, asgari ücretin önceki yıllardaki artış oranı ile 2016 yılındaki artış oranı arasındaki fark ile Hazinenin 6661 sayılı Kanun ile özel sektör işverenlerine yaptığı ve davacının da yararlandığı SGK prim desteği ve yüklenicinin sözleşmenin tümüne göre asgari ücret artış nedeniyle katlanmak zorunda kalacağı tutar dikkate alındığında, sözleşmenin yapıldığı tarihte, karşılıklı edimler arasındaki dengenin, sonradan şartların değişmesi ile büyük ölçüde davacı aleyhine katlanılamayacak derecede bozulduğunun ve sözleşmenin temelinden çökmüş sayılacağının kabulüne olanak bulunmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, davanın reddi yönünde esas hakkında hüküm kurulmuştur.
    Kararı, davacı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
    Dava, asgari ücrette meydana gelen beklenenin üzerindeki artışa dayalı olarak taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir.
    Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir. Sözleşmelerde asgari ücret altında ödeme yapılmasına ilişkin hükümler bulunması kanuna aykırılık nedeniyle yok hükmündedir. Asgari ücretin altında yapılan ödemeye ihtirazi kayıt konulmadan kabul edildiği gerekçe gösterilerek bu konudaki talebin reddi asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması niteliğine aykırılık teşkil eder.
    Somut olayda, davacı ile davalı arasında sürücülü hizmet aracı kiralama sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça sözleşme bedelinin asgari ücretteki artıştan doğan fiyat farkı nedeniyle uyarlanmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda belirtildiği şekilde, asgari ücret kamu düzenine ilişkindir. İşçiye asgari ücretten az ücret ödenmesi halinde devlet kamu gücünü kullanarak ücretin asgari ücret seviyesine çıkartılmasını sağlamalıdır. Tarafı kim olursa olsun sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulması veya birtakım gerekçelerle bunun önüne geçmeye çalışılması asgari ücretin kamu düzeni niteliğiyle bağdaşmaz.
    Bu durumda mahkemece, alanında uzman bilirkişi marifetiyle ambulans şoförleri için sözleşme ile belirlenen ücretlerin, dava konusu dönemi kapsayan eski ve yeni brüt asgari ücret tutarları arasındaki fiyat farkının hesaplanması suretiyle tespit edilecek miktar üzerinden sözleşmenin uyarlanmasına karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu gerekçeyle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara