Esas No: 2021/10803
Karar No: 2022/1315
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10803 Esas 2022/1315 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/10803 E. , 2022/1315 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, 26/06/2014 tarihinden beri tapuda "İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Ada, ... Parsel B Blok 1.Bodrum Kat. 2 Nolu Mesken'de kayıtlı ve adres olarak "... Mahallesi ... Cad. No.../... İç Kapı No.... Beylikdüzü/İSTANBUL" adresinde bulunan gayrimenkulü aile konutu olarak kullanmakta olduklarını, eşi ...'in bu taşınmazı kendisinin rızasını almaksızın, bu taşınmazın aile konutu olduğunu bilen diğer davalı ...'e sattığını, bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacının dava konusu taşınmazın satışından haberdar olduğu, hatta bizzat satış işlemlerinde bulunduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmazın aile konutu olma özelliğini kaybettiği, bu durumda aile konutu olduğu iddiasıyla mevcut tapu kaydının iptalini talep etmenin hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince davacının istinaf itirazının esastan reddine, davalı ...’in ise vekalet ücretine yönelik istinaf itirazının kabulü ile diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "Emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "Belirli olan" bir işlem için verilebilir.
Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun başkası adına devir edilerek, tescil edilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir.
Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "Açık" olması gerekir.
Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutunu, diğer davalı ...’e satmış, yapılan yargılama ve toplanan delillerle bu işlem sırasında davacı eşin açık rızasının alındığı ispatlanamamıştır.
Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir (TMK m. 194/1) (HGK'nun 24,05.2017 tarih 2017/2-1604 esas, 2017/967 karar sayılı kararı).Eş söyleyişle eşin "Açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "Geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerçekleştirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 15.02.2022 (Salı)