Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10685 Esas 2022/1578 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10685
Karar No: 2022/1578
Karar Tarihi: 21.02.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10685 Esas 2022/1578 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/10685 E.  ,  2022/1578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın ve davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilerek; taraflarca temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.11.2021 günü duruşmalı temyiz eden davacı- davalı kadın vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı erkek vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
    2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelemesinde;
    a- Asıl dava konusu ... ada ... parsel ... nolu işyerine yönelik davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    Tasfiyeye konu malın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
    Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
    Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu malın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, malın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu/trafik kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç
    duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
    Somut olayda, mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmesinde kredinin kullanıldığına yönelik kabulü yerinde ise de, katılma alacağı hesabının hata olmuştur. Şöyle ki, ilgili bankadan gelen yazı cevabı ekinde bulunan kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosuna göre, kullanılan kredinin 30.000,00TL bedelli, 24 ay vadeli olduğu, 9 aylık taksitin evlilik birliği içinde ödendiği, 12.01.2009 tarihinde taşınmazın satışından elde edilen 20.398,55TL ile kredi borcunun kapatıldığı, mahkemece taşınmazın güncel değerinden (16.05.2019 tarihindeki 195.000,00TL) kredinin kapatılması için bankaya yatırılan (12.01.2009 tarihinde yatırılan 20.398,55TL) miktar düşülerek artık değere katılma alacağının hesaplandığı, taşınmazın evlilik birliği içinde yapılan kredi ödemesi oranlamasının yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre, tasfiyeye konu taşınmaz için kullanılan peşinat ile evlilik birliği içinde yapılan kredi ödemelerinin toplam kredi ödemelerindeki oranı ile edinme değerlerine oranlaması yapılarak sonucuna göre artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    b-Asıl dava konusu ... plakalı araca yönelik davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 Sayılı TMK mad.235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad.228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad.227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad.232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince, tasfiyeye konu aracın 30.05.2007 tarihinde davalı erkek adına satın alındığı, aracın boşanma dava tarihinden (29.11.2010) kısa süre önce 25.11.2010 tarihinde satıldığı, mahkemece aracın devir tarihindeki (25.11.2010) değeri dikkate alınarak katılma alacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, tasfiyeye konu araacın davalı eş tarafından devredildiği tarihteki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye tarihindeki (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki) sürüm (rayiç) değeri belirlenerek, bu değer üzerinden talep miktarı da gözetilerek katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 3.050,00 TL’nin ...'dan alınarak ...'e verilmesine ve duruşma için takdir olunan 3.050,00 TL'nin ...'den alınıp ...'a verilmesine, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 21.02.2022 (Pzt.)

    Hemen Ara