Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/978 Esas 2022/1540 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/978
Karar No: 2022/1540
Karar Tarihi: 21.02.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/978 Esas 2022/1540 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/978 E.  ,  2022/1540 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, yoksulluk nafakası ve manevî tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davalı-davacı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı-davacı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalı-davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    2- Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    a-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2/a ve 2/b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA oy birliğiyle karar verildi. 21.02.2022 (Pzt.)

    Hemen Ara