Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1006 Esas 2022/1780 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1006
Karar No: 2022/1780
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1006 Esas 2022/1780 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, çocuk mallarının korunması ile ilgilidir. İlçe nüfus müdürlüğü tarafından çocuğun malları için ihbarda bulunulmuş, mahkemece babaya defter tutması ve önlem alması konusunda ihtarat yapılmıştır. Ancak davalı baba yeterince özen göstermemiştir ve mahkeme kayyım tayin etmiştir. Temyize gidilmiş ve davalı baba hakkındaki ceza dosyası ve açtığı davalar incelenmemiştir. Bu nedenle karar bozulmuştur.
Türk Medeni Kanunu'nun 352/2. ve Tüzüğün 4/2. maddesi koşulları bulunmadıkça; başka bir ifade ile ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hakim, çocuk mallarının korunması konusunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemez ve bu sonucu doğuracak bir karar veremez.
2. Hukuk Dairesi         2022/1006 E.  ,  2022/1780 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Çocuk Mallarının Korunması

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    İlçe nüfus müdürlüğünce, annenin ölümü üzerine; Türk Medeni Kanununun 353., Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi gereğince, davalı babaya çocuk mallarının korunması hususunda Anamur Asliye Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmuş, mahkemece duruşma açılarak davalı baba dinlenilmiş, çocuğun malvarlığına sahip olması ve malvarlığının artması halinde defter tutularak mahkemeye bildirilmesi hususunda 2008 yılında ihtarat yapılmış, 2013 yılında ise mahkemece babanın çocuğun mallarını tehlikeye düşürdüğünden malların yönetiminin davalı babadan alınmasına, malların yönetimi için kayyım atanmak üzere sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmuş, Anamur Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya Karabük Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Karabük Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya Antalya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Antalya Sulh Hukuk Mahkemesince il defterdarının yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesince duruşma açılmadan karar verildiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrasında Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Antalya 7. Aile Mahkemesince çocuğun yerleşim yeri Karabük olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Karabük Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karabük Aile Mahkemesince, çocuğa kayyım atanması için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmuş, Karabük Sulh Hukuk Mahkemesince dede ...`ın kayyım olarak tayin edilmesine karar verilmiş, bunun sonucunda Karabük Aile Mahkemesince talebin kabulü ile Türk Medeni Kanununun 353. maddesi uyarınca çocuğun malları varsa bununla ilgili tutulacak defterin mahkemeye verilmesi, çocuğun mallarında veya çocuk mallarıyla yapılacak olan yatırımlarda önemli bir değişiklik olduğunda mahkemeye bildirilmesine karar verilmiş, bu karar davalı baba ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Ana ve baba, velayetleri devam ettiği sürece, çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler. Ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hakim müdahale eder (TMK m.352). Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse, hakim, malların korunması için uygun önlemleri alır (TMK m.360, Tüzük m.4/2). Bu önlemlerin neler olduğu Türk Medeni Kanununun 360/2. ve 361. maddelerinde gösterilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, mahkemece yapılacak iş, sağ kalan eşten çocuğun, varsa malvarlığını gösteren bir defter vermesini istemek ve bu malvarlığında veya yapılacak yatırımlarda ilerde gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesi için uyarmaktan ibarettir. Türk Medeni Kanununun 352/2. ve Tüzüğün 4/2. maddesi koşulları bulunmadıkça; başka bir ifade ile ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hakim, çocuk mallarının korunması konusunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemez ve bu sonucu doğuracak bir karar veremez.
    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; çocuğun annesinin 2008 yılında öldüğü, anne ve annenin kök ailesinden çocuğa bir kısım taşınmazlar ve paranın kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar davalı babanın velayet görevini yerine getirmediği kabul edilmişse de; davalı baba davaya verdiği cevap dilekçesinde; çocuğun menfaati için taşınmazlar hakkında bir kısım davalar açtığını beyan etmiş ve bu dava dosyalarına delil olarak dayanmıştır. Ayrıca davalı babanın yargılama aşamasında tutuklu olduğu bildirilmiş, vekili ise temyiz dilekçesinde babanın hakkında açılmış bir ceza davası olduğunu ve verilen kararın da onandığını beyan etmiştir. Mahkemece bu açıklamalar doğrultusunda davalı baba hakkındaki ceza dosyası ve cevap dilekçesinde çocuk yararına açmış olduğunu bildirdiği dava dosyaları istenip, davalı babanın tutuklu mu hükümlü mü olduğu, davalı baba ...`ın üzerinden bu yetkisinin alınmasını gerektirir bir sebep olup olmadığı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.02.2022(Pzt.)

    Hemen Ara