Esas No: 2022/140
Karar No: 2022/1900
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/140 Esas 2022/1900 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/140 E. , 2022/1900 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın dava dilekçesinde öncelikle zina (TMK m. 161) hukuksal nedenine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuksal nedenine dayalı boşanma talep etmiş, davasını kademeli (terditli) olarak açmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine dair verilen karar davalı erkek tarafından tamamı yönünden, davacı kadın tarafından ise yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının artırılmasına, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı kadın, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle Türk Medeni Kanunu'nun 161. Maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçe kısmında "... Evlilik birliği devam ederken davalı erkeğin eşine, evine ve çocuğuna gereken ilgiyi ve alakayı göstermediği, karısını başka bir kadın ile aldatarak sadakat yükümlüğünü ihlal ettiği, eşini baba evine gönderdiği, ona karşı ilgisiz davrandığı, başka bir kadınla görüştüğü, o kadının evinde bulunduğu bir sırada kadının kocası tarafından evde yakalandıkları, bu olaya ilişkin ceza mahkemesinde yargılamanın yapıldığı, davalı erkeğin bu eylem ve hareketleriyle evlilik birliğinin devam etmeyecek tarzda temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu kanaatiyle her iki davanın da kabulü ile; tarafların boşanmalarına karar verilmiştir ..." denilerek davacı kadının iki davası varmış gibi gerekçe oluşturulduğu halde hüküm fıkrasında davanın kabulü ile madde numarası belirtilmeksizin tarafların boşanmalarına denilmek suretiyle davacı kadının terditli talebinden hangisinin kabul edildiği açık ve anlaşılır bir şekilde gösterilmeyerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur (HMK m.297). Gerekçe ile hüküm arasında oluşan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 01.03.2022 (Salı)