Esas No: 2016/14547
Karar No: 2016/14547
Karar Tarihi: 28/12/2021
AYM 2016/14547 Başvuru Numaralı KIRMIZI ŞEMSİYE CİNSEL SAĞLIK VE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
KIRMIZI ŞEMSİYE CİNSEL SAĞLIK VE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2016/14547) |
|
Karar Tarihi: 28/12/2021 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
İrfan FİDAN |
Raportör |
: |
Hasan HÜZMELİ |
Başvurucu |
: |
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği |
Vekili |
: |
Av. Nihan ERDOĞAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, toplantı ve gösteri yürüyüşüne orantısız müdahale ettiklerinden bahisle şikâyet edilen kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/8/2016 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
3. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği (Dernek) 2013 yılında Ankara"da kurulmuş olan ve Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğüne kayıtlı, tüzel kişiliği bulunan bir dernektir. Dernek; amacını Türkiye’deki savunmasız ve dezavantajlı toplumsal gruplar içinde yer alan seks çalışanlarının cinsel sağlık ve insan hakları noktasındaki sorunlarını gündeme taşımak, bu sorunlara karşı çözüm önerileri geliştirmek ve yetkililer nezdinde toplumsal cinsiyet eşitliği, adalete erişim, sosyal politikaların geliştirilmesi, kamu sağlığı, ayrımcılık ve nefret suçları ile mücadele ve benzeri diğer konularda savunuculuk çalışmaları yapmak niyetiyle projeler geliştirmek olarak belirlemiştir.
6. Dosya kapsamındaki tutanaklara göre Taksim Meydanı"nda toplanılarak "13. LGBTİ Onur Haftası Yürüyüşü" adı altında gerçekleştirilmek istenilen toplantıyı, çeşitli basın yayın organları ve sosyal medya hesaplarından çağrıda bulunan "İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği" organize etmiştir.
7. Başvurucu Dernek ile birlikte üç dernek, kolluk görevlilerinin barışçıl nitelikte olan yürüyüşe katılmak isteyen göstericilere kötü muamelede bulunmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve İl Emniyet Müdürü ile isimlerini ve unvanlarını belirtmediği kolluk amirleri ve memurları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur.
8. Başsavcılık 6/7/2015 tarihinde, İçişleri Bakanı, Vali ve İl Emniyet Müdürü yönünden soruşturmanın Başsavcılığın Özel Soruşturma Bürosu görevi kapsamına girmesi nedeniyle soruşturma evrakını ilgili Büroya göndermiştir.
9. Hakkında suç duyurusunda bulunulan İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri kamu görevlisi olduğu gerekçesiyle soruşturma izni verilmesi için dosya, aynı tarihte Valiliğe gönderilmiş; Valilik tarafından 6/11/2015 tarihinde soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir.
10. Bu karara yapılan itirazın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 24/2/2016 tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine Başsavcılıkça 11/5/2016 tarihinde "soruşturma yapılmasına yer olmadığına" dair karar verilmiştir.
11. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı itiraz, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin (Hâkimlik) 27/6/2016 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
12. Anılan karar 13/7/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 12/8/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kaynaklarının yer aldığı kararlar için bkz. Medine Eren, B. No: 2016/14588, 12/2/2020, §§ 27-36; Özge Özgürengin, B. No: 2014/5218, 19/4/2018, §§ 22-38 ve Ali Ulvi Altunelli, B. No: 2014/11172, 12/6/2018, §§ 23-27, 29-45.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Anayasa Mahkemesinin 28/12/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu Dernek 28/6/2015 tarihinde Beyoğlu ilçesinde (İstanbul) LGBTİ tarafından yirmi üçüncüsü düzenlenen "Onur Yürüyüşü" adlı gösteride kolluk kuvvetleri tarafından tazyikli su, göz yaşartıcı gaz, ses bombası ve plastik mermi kullanmak suretiyle barışçıl nitelikte olan yürüyüşünün hukuka aykırı şekilde engellenmesi nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Başvurucu bununla birlikte toplantı hakkına hukuka aykırı olarak müdahale eden sorumlular hakkında soruşturma izni verilmemesi ve Hâkimliğin kararının -itirazların değerlendirilmemesi ve olay ile hüküm arasında bağlantı olmaması- yeterli gerekçe içermemesi nedenleriyle hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu bağlamda başvurucunun kolluk görevlilerinin toplantıya orantısız müdahale ettiğine ve sorumluları hakkında yapılan şikâyet sonucu verilen soruşturmaya yer olmadığı kararının ilgili ve yeterli gerekçe içermediğine ilişkin iddiaları bir bütün olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda karmaşık veya zorlama şikâyetler, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki şikâyetler, başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği şikâyetler ile temel haklara yönelik bir ihlalin olmadığı açık olan şikâyetler açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 21).
20. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak ve bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak, hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19; Cemal Günsel, § 22).
21. Anayasa Mahkemesinin görevi kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun denetimini kendiliğinden yapmak değildir. Üstelik Anayasa Mahkemesinin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri sürdüğü gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Bu sebeple de başvurucunun başvurusunun esasını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur. Anayasa Mahkemesinin başvurucu yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma, delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır (Cemal Günsel, §§ 24, 25).
22. Hukukumuzda özel hukuk tüzel kişilerinden biri olan derneklerin sadece dernek tüzel kişiliğine ait hakların ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabileceği öngörülmüştür. Anayasa Mahkemesinin yerleşik hâle gelmiş içtihadına göre ise yalnızca üyelerinin haklarını etkileyen müdahaleler nedeniyle topluluk tarafından bireysel başvuruda bulunulamayacağı kabul edilmiştir (Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği, B. No: 2012/95, 25/12/2012, §§ 20-23; Ahmet Pervane ve İnsan Hakları Derneği, B. No: 2016/3349, 2/6/2020, §§ 32-37; Egeçep Derneği, B. No: 2015/17415, 17/4/2019, §§ 33-38; Pak Eğitim İşçileri Sendikası, B. No: 2015/13767, 29/11/2018, §§ 10-14).
23. Somut olayda başvuruya konu toplantının, başvurucu Dernek tarafından organize edildiğine ya da Derneğin düzenlenen toplantıyla kuvvetli bir ilişkisi bulunduğuna dair bireysel başvuru forumunda herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır. Başvurucu Dernek, üyelerinin katıldığını ileri sürdüğü toplantıda kolluk kuvvetlerinin orantısız müdahalesi nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellendiğini genel ifadelerle ileri sürmüştür. Başvurucunun hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü söz konusu müdahalenin toplantının niteliği ya da katılımcıların davranışları nedeniyle veya başka herhangi bir sebeple gerçekleştirilmiş olup olmadığı dahi anlaşılamamaktadır.
24. Bu kapsamda bireysel başvuruda ihlal iddialarına ilişkin delillerin sunulması, temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunulması yönündeki yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle başvurucunun toplantıya yönelik müdahaleye somut şekilde hedef olup olmadığı anlaşılmamaktadır.
25. Diğer yandan başvurucu tüzel kişiliğin, başvuru konusu toplantıya katılım konusunda bir karar alındığına ve kararı üyelerine duyurduğuna ilişkin dosya kapsamına herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Salt bir derneğin faaliyetinin toplantı konu ve amaçlarıyla örtüşmesi, başvurucu tüzel kişiliğe mağdur statüsü vermez. Ayrıca derneğin anılan toplantıya katılım iradesi de gerekmektedir. Aksi halin kabulü halinde, toplantının konu ve amaçlarıyla örtüşen tüm tüzel kişiliklerin, bu yönde bir iradesi olmasa dahi, bireysel başvuruda bulunabileceğinin kabulü anlamına gelir. Tüm bu açıklamalara göre, başvurucu Derneğin, somut olayda mağdur statüsünün bulunup bulunmadığı yönünde bir değerlendirme dahi yapılamamaktadır.
26. Daha önce de belirtildiği üzere ihlale neden olduğu ileri sürülen müdahale yalnızca üyelerinin haklarını etkilediğinin kabul edilmesi hâlinde tüzel kişinin mağdur statüsü olduğu kabul edilemeyecektir (bkz. § 22).
27. Kaldı ki başvurucunun gerçekleştiğini iddia ettiği ihlale dair de yeterli açıklama yapmadığı görülmektedir. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20). Somut olayda ise toplantı hakkına orantısız müdahalenin hangi aşamada ve kimlere karşı gerçekleştirildiği, olayların gerçekleşme şekli ve sırasının ne şekilde olduğu da açıklanmamıştır.
28. Bunun yanında başvurucu, Hâkimlik kararının yeterli gerekçe içermediğini soyut olarak ileri sürmüş; karara yönelik olarak hangi itirazları ileri sürdüğüne ve bu itirazlarından hangilerinin Hâkimlik tarafından karşılanmadığına dair bir açıklamada da bulunmamıştır.
29. Sonuç olarak başvurucu, ihlal iddialarını soyut ve genel ifadelerle ileri sürmüş; şikâyetlerine ilişkin delillerini sunma, temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/12/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.