Esas No: 2021/5783
Karar No: 2022/2231
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5783 Esas 2022/2231 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/5783 E. , 2022/2231 K.Özet:
Dava, Nijer Cumhuriyeti'nde gerçekleşen bir evlat edinme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfiz edilmesi talebiyle açılmıştır. Ancak mahkeme evlat edinmenin kamu düzeniyle ilgili olduğunu belirleyerek, tanıma ve tenfiz isteğini reddetmiştir. Fakat bölge adliye mahkemesi bu kararı kaldırarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir. Türkiye'de uygulanan kamusal kuralların yabancı ülkelerdeki hukuk kurallarından farklılıklar gösterebileceği ve yalnızca Türk kamu düzenine açıkça aykırı olan hükümlerin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 5. maddesi de bu konuda düzenlemeler yapmaktadır. Ayrıca Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Kanunu da ülkelerarası evlat edinmelerin çocuğun yüksek yararlarına uygun tedbirlerle yapılmasını amaçlamaktadır. Fakat bu kanunda bir süreliğine bakım ve eğitim şartı belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz (Evlat Edinme)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, evlat edinme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davacı, Nijer Cumhuriyeti Niaey Temyiz Mahkemesi en az üç daireli Niamey Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/08/2018 tarihli 457/18 sayılı resmi mahkeme sivil kararıyla küçüğü evlat edindiklerini ileri sürerek evlat edinme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, küçüğün evlat edinilebilmesi için evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması " şartının açıkça sağlanmadığı kanaatine varılmış, evlat edinmenin kamu düzenine ilişkin olduğu dikkate alınarak MÖHUK 54/1-c maddesi gereğince tanınması ve tenfizi istenen hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 5. maddesi; “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde Türk hukuku uygulanır.” hükmünü içermektedir. Gerçekten de yabancı hukukun uygulanması tahammül edilmez derecede Türk kamu düzenini açıkça ihlal etmekte ise, ilgili hukuk kuralı olayda uygulanamaz.
Kamu düzeni Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 2010/1 Esas 2012/1 Karar sayılı ve 10.02.2012 tarihli içtihadı birleştirme kararında “Toplumun temel yapısını ve çıkarlarını koruyan kuralların bütünü” olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda, Türk hukukunda yer alan bir kuralın yabancı ülke hukukunda bulunmaması ve bu nedenle yabancı ülke mahkemesince değerlendirmeye tabi tutulmaması durumunda, ortaya çıkan sonucun her halükarda Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
Nitekim aynı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “Türk kamu düzeninin ihlalini gerektirecek haller çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali halinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali halinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Esas uygulanan hukukun Türk hukukundan farklı olması ya da Türk hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle yabancı kararın tenfizi reddedilemez. Burada esas alınması gereken kıstas, yabancı ilamın Türk hukukunda bir veya birden çok kanun hükümlerine aykırı bulunmasından çok Türk hukukunun temel değerlerine, Türk genel edep ve ahlak anlayışına ve hukuk siyasetine, Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine, siyasi ve ekonomik rejimine bakmak olmalıdır.” denilmektedir.
Öte yandan Türkiye tarafından da kabul edilen Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Kanununda İşbirliğine Dair Sözleşmenin 1. maddesinde ülkelerarası evlat edinmelerin çocuğun yüksek yararlarına uyularak yapılması için koruyucu tedbirleri tesis etmenin sözleşmenin amacı olduğu belirlenmiş, uluslararası evlat edinmelerin şartlarını belirleyen 4. maddede de, evlat edinmenin sınırları gösterilmiş ancak burada belirli bir süre bakım ve eğitim şartından bahsedilmemiştir. Buna göre tabi olduğu yabancı ülke hukukuna göre evlat edinilen küçüğün, Türk Medeni Kanunu'nun 305/1. maddesi uyarınca bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olmaması, küçüğün yüksek yararları da dikkate alındığında Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil etmez.
Yukarıda açıklanan hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istediği yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, mahkemece, talebin MÖHUK’un ilgili maddeleri uyarınca aranan tanıma ve tenfiz şartları yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar vermek gerekirken, belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.09.03.2022 (Çrş.)