Esas No: 2021/5361
Karar No: 2022/2454
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5361 Esas 2022/2454 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/5361 E. , 2022/2454 K.Özet:
Davalı erkeğe karşı açılan katılma alacağı davasında, araç yönünden bölge adliye mahkemesince verilen taşınmazlar yönünden davanın reddine dair karar temyiz edilmiştir. Mahkeme yerel mahkemenin hatasını düzeltmiş ve taşınmazlar yönünden kararın bozulmasına hükmetmiştir. Kararda, Katılma Alacağı davalarında uygulanan kanun maddeleri olan TMK madde 222 ve HMK maddeleri 341, 362 detaylı bir şekilde açıklanmış ve karşılıklı tarafların beyanlarına göre kararın verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından taşınmazlar yönünden ve davalı erkek tarafından araç yönünden temyiz edilerek; davacı kadın tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1. Davalı erkeğin araca yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;
6100 Sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “78.630,00 TL” olarak belirlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece, araç yönünden davalı aleyhine 20.000,00TL alacağın tahsiline karar verilmiş olup karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin davalı aleyhine hükmedilen alacağa yönelik kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı kadının tasfiyeye konu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
a. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b. Somut olayda, ilk derece mahkemesince, tasfiyeye konu taşınmazların edinilmiş mal olduğu kabul edilerek güncel (rayiç) değerinin yarısının katılma alacağı olarak tahsiline karar verilmiş, davalı erkeğin istinaf etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin banka hesabındaki kişisel malı olan 12.100 Euro tasfiyeye konu taşınmazların edinilmesinde kullanıldığı ve taşınmazların evlendikten kısa süre sonra alındığından bankadan çekilen miktar dışındaki bakiye kısmın da evlilik birliği içinde biriktirilmiş olmasının mümkün olmadığı, hayatın olağan akışına uygun olarak taşınmazların davalının kişisel malından karşılanmış olduğu, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı kabul edilerek tasfiyeye konu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad. 222).
Öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazlar evlilik birliği içinde 15.02.2010 tarihinde satın alınarak davalı erkek adına tescil edilmiş olup, edinme tarihi itibariyle edinilmiş maldır. Aksini, yani kişisel mal veya ikame mal olduğunu ispat külfeti davalıdadır. O halde, taşınmazlar kanuni karine gereğince edinilmiş mal olduğundan, bölge adliye mahkemesince taşınmazların edinme bedelinin edinilmiş maldan karşılandığını ispat külfetinin davacı da olduğunun kabul edilmesi hatalı olmuştur. Diğer yandan, taşınmazların edinilmesinden kısa süre önce davalının kişisel malı niteliğindeki banka hesabından 04.09.2009 tarihinde çekilen 7.000 Euro, 07.09.2009 tarihinde çekilen 14.050 Euro, 19.10.2009 tarihinde çekilen 3.800 Euro, 08.12.2009 tarihinde çekilen 1.000 Euro ve taşınmazların edinildiği tarih olan 15.12.2009 tarihinde çekilen 12.100 Euro olmak üzere toplam 37.950 Euro çekildiği anlaşılmakla, çekilen paralarının taşınmazların edinme tarihine yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda taşınmazların edinilmesinde kullanıldığının kabulü gerekir. O halde, mahkemece, davalının kişisel mal savunması yönünden 37.950 Euronun tasfiyeye konu taşınmazların edinme tarihindeki bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı tespit edildikten sonra, tamamına yetmemesi halinde bakiye kısmın edinilmiş mallardan karşılandığı (TMK mad. 222/3) kabul edilerek tasfiyeye konu taşınmazlar nedeniyle hesaplanacak artık değere katılma alacağı yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı erkeğin temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda 2.b bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 2.a. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 15.03.2022 (Salı)