Esas No: 2019/8096
Karar No: 2019/8096
Karar Tarihi: 29/12/2021
AYM 2019/8096 Başvuru Numaralı M.S. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
M.S. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/8096) |
|
Karar Tarihi: 29/12/2021 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
Raportör |
: |
Sinan ARMAĞAN |
Başvurucu |
: |
M.S. |
Vekili |
: |
Av. Meryem DÜNDAR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edilme kararı verilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkı ile kötü muamele yasağının, hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutma nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/3/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5. Komisyonca tedbir talebi hakkında bir değerlendirme yapılmamış; başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvurucunun sınır dışı etme işlemine ilişkin olarak 20/9/2018 tarihinde 2018/27060 numaralı dosyada başvurusu bulunmaktadır. İkinci Bölüm tarafından 20/4/2020 tarihinde başvurunun reddine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1986 doğumlu bir erkek olup Suriye Arap Cumhuriyeti (Suriye) vatandaşıdır.
9. Başvurucu anlatımına göre 2013 yılında Kilis üzerinden iç karışıklıklar sebebiyle Suriye"den kaçarak Türkiye"ye gelmiş ve ailesiyle birlikte İzmir"de yaşamaktadır.
10. Başvurucu; polislerin sokakta yaptığı kontroller sırasında kendisini durdurduklarını, telefonunda bulunan resimlerden şüphelenerek aleyhinde adli işlem başlattıklarını, bu kapsamda gözaltına alındığını, ifade vermesi sonrasında hakkında sınır dışı etme ve idari gözetim kararı alındığını ifade etmektedir.
11. Başvurucu hakkında İzmir Valiliğinin 3/4/2018 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) ve (d) bentleri uyarınca sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları tesis edilmiştir.
12. Sınır dışı etme kararının iptali için 17/4/2018 tarihinde İzmir 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açılmıştır.
13. Başvurucu dava dilekçesinde özetle beş yıldır Türkiye"de yasalara uygun şekilde yaşadığını, ülkesine gönderilmesi hâlinde öldürülme veya kötü muamele görme riski altında bulunduğunu, aile hayatının parçalanacağını, hiçbir sebep yokken kanuna aykırı tesis edilen sınır dışı etme kararının iptal edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
14. İdare Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli kararıyla başvurucunun açtığı dava kesin olarak reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...sınır dışı kararının davacıya kendi dilinde ve aynı zamanda tercüman vasıtasıyla tebliğ edildiği 05.04.2018 tarihini takip eden 15 günlük yasal süresi içinde açılmayan davanın esastan incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa"nın 15/1-b maddesi uyarınca davanın süre aşımı yönünden reddine..."
15. İdare Mahkemesinin kararı başvurucuya 7/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu verilen karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur. Başvurucunun talebi İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesinin 29/1/2019 tarihli kararıyla verilen kararın kesin olması nedeniyle incelenmeksizin reddedilmiştir.
17. Verilen karar 9/2/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
18. Başvurucu 7/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
19. İtiraz üzerine İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/11/2018 tarihli kararıyla başvurucu hakkındaki idari gözetim kararı sonlandırılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Anayasa Mahkemesinin 29/12/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
22. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Aile Hayatına Saygı Hakkı ile Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; sınır dışı etme işlemine ilişkin yasal itiraz yollarının ve avukat yardımından faydalanabileceğinin kendisine anlatılmadığını, bu nedenle geri gönderme merkezinde tutulması nedeniyle bu konuda araştırma yapamadığını, elinde olmayan sebeplerle iptal davasını yasal süresinde açamadığının İdare Mahkemesince dikkate alınmadığını, ülkesine geri gönderilmesi hâlinde yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle hayatının tehlike altında olacağını ve kötü muamele görebileceğini, ayrıca aile bütünlüğünün bozulacağını belirterek adil yargılanma, aile hayatına saygı, yaşam ve etkili başvuru hakları ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
2. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde yaşam hakkının ihlal edilebileceğine ilişkin iddiaları ve diğer şikâyetleri aile hayatına saygı hakkı ile kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
26. Kesin nitelikteki kararların öğrenilmesinden itibaren bireysel başvuru süresi başlar. Bu nitelikteki kararlara karşı kanun yoluna başvurulmasının bireysel başvuru süresine bir etkisi bulunmamaktadır (Nesin Kayserilioğlu, B. No: 2012/613, 13/6/2013, § 17).
27. Somut olayda, kesin nitelikteki İdare Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli kararının başvurucuya 7/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu nedenle 7/12/2018 tarihinde öğrenilen kesin nitelikteki karara karşı otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 7/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun istinaf yoluna başvurmasının bireysel başvuru süresinin belirlenmesine bir etkisi olmamıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
29. Başvurucu; beş yıldır Türkiye"de yasal şekilde ikamet etmesine rağmen soyut gerekçelerle hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutulması ayrıca verilen karara itirazlarının soyut gerekçelerle reddedilmesi nedeniyle etkili başvuru, seyahat, haberleşme, kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
30. Başvurucunun haksız yere idari gözetim altında tutulduğu iddiaları etkili başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakları kapsamında değerlendirilmiştir.
31. Anayasa Mahkemesi B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017) başvurusunda idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesine göre idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan etkilenenlerin idari yargıda tam yargı davası açabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu yolun -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve yabancının salıverilmesi hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu ifade etmiştir (B.T., §§ 45-58).
32. Anayasa Mahkemesi aynı başvuruda, idari gözetimi sona erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır (B.T., § 73; A.A., B. No: 2014/18827, 20/12/2017, § 37).
33. Anayasa Mahkemesi R.M. ve diğerleri (B. No: 2015/19133, 17/4/2019) başvurusunda bir kez daha yukarıda yer verilen ilkelere bağlı kaldığını vurgulamıştır (aynı kararda bkz. § 31). Başvurucu, İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/11/2018 tarihli kararı üzerine geri gönderme merkezinden salıverilmiştir. Başvurucunun geri gönderme merkezinde tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiaları bakımından açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
35. Bununla birlikte bu aşamada oluşan durum nedeniyle mevcut başvuru yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davanın süresine ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu hasıl olmuştur.
36. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı verildiğinden anılan hakla bağlantılı olarak Anayasa"nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. HÜKÜM
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. 1. Aile hayatına saygı hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/12/2021tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.