Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/832 Esas 2022/2699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/832
Karar No: 2022/2699
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/832 Esas 2022/2699 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen ve boşanma davasıyla ilgili olan karara göre, tarafların evlilik birliği temelinden sarsılması sonucu boşanmalarına karar verilmiş; kadın lehine nafakaya hükmedilmiş, tazminat talepleri reddedilmiştir. Ancak temyizler sonucunda, kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, mevcut ve beklenen menfaatleri zarar gören az kusurlu kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddesi uyarınca uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, nafakanın miktarının da kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu dikkate alınarak artırılması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddeleri: Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen tarafın uygun bir miktarda maddi ve manevi tazminata hak kazandığı maddelerdir.
- Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi: Hakkaniyet ilkesinin nafaka konusunda da dikkate alınması gerektiğini belirten madde.
2. Hukuk Dairesi         2022/832 E.  ,  2022/2699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ile nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile, tarafların boşanmalarına karar verilerek kadın lehine nafakalara hükmedilmiş ve kadının tazminat talepleri reddedilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflar istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesi başvuruların esastan reddine karar vermiştir.
    Bölge adliye mahkemesi, kadının şans oyunları oynadığını, cinsellikten kaçınarak çocuklarının olması için üstüne düşenleri yapmadığını ve eşinin annesine “köpeğine sahip ol” dediğini; erkeğin de eşini evden kovduğunu, doktora gitmeyi erteleyerek çocuklarının olması için üstüne düşenleri yapmadığını ve eşinin ailesi ile biraraya gelmekten kaçınıp onu aile ilişkilerinde yalnız bıraktığını belirterek tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmetmiştir.
    Dosyanın tetkikinden; kadın tarafından eşi için söylenen “köpeğine sahip ol” sözü sonrası tarafların barışıp biraraya geldikleri anlaşılmış olup, affedilmiş ve hoşgörü ile karşılanmış olan vakıalar kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağından. bu söz nedeniyle kadına kusur yüklenmesi doğru görülmemiştir. Yine, kadına kusur olarak yüklenen “cinsellikten kaçınarak çocuk olması için üstüne düşenleri yapmama” vakıasının mahkeme kararında ikrar üzerine kadına yüklendiği belirtilmiş olup, kadının dilekçelerindeki beyanlarından bu davranışın süreklilik arz etmediği ve son dönemde yapılan kavga sonrasına mahsus olduğu anlaşıldığından bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi yerinde olmamıştır. Öte yandan, davalı erkeğe kusur olarak yüklenen “doktora gitmeyi erteleyerek çocuklarının olması için üstüne düşenleri yapmama” kusurlu davranışı da dosya kapsamı ile ispatlanamamıştır. Tanık beyanlarından tarafların aynı binada yaşayan erkeğin ailesine ekonomik olarak bağımlı oldukları, evin ihtiyaçlarının aile tarafından karşılandığı ve erkeğin de bu suretle birlik görevlerini yeterince yerine getiremediği sabittir. Bu durumda; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre; eşine “eve git eşyalarını topla, direkt git bak, akşam gelirim kapının önüne seni ben atarım, yalan yanlış konuşma” şeklinde mesaj göndererek onu evden kovan, eşinin ailesi ile biraraya gelmekten kaçınan ve onu aile ilişkilerinde yalnız bırakan ve birlik görevlerini yeterince yerine getirmeyen erkek, şans oyunları oynayan kadına nazaran ağır kusurludur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
    Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu taleplerinin reddi doğru bulunmamıştır.
    3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge adliye mahkemesince Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ise reddi ile hükmün yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.21.03.2022 (Pzt.)

    Hemen Ara