Esas No: 2021/8543
Karar No: 2022/2624
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/8543 Esas 2022/2624 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/8543 E. , 2022/2624 K.Özet:
Dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin hem başka mal varlıklarından hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü bir katkı payı alacağı davasıdır. Mahkemece sadece taraf gelirleri esas alınarak belirlenen katkı payı oranına göre hesaplanan katkı payı alacağı hatalı bulunarak, tarafların katkı oranlarının belirlenmesi gerektiği bozma sebebi olarak kabul edilmiştir. Hukuk Dairesi, belirtilen kanun maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmeler sonucunda, mahkemece yapılacak hesaplamaya göre tarafların katkı oranlarının belirlenmesi gerektiği kararı vermiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 152. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka mal varlıkları (ziynet, miras, bağış vb.) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır. Bundan sonra da, kalan miktara her bir eşin çalışmaları ile elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının kabulü ile oranları ayrı ayrı belirlenmelidir.
Buna göre, öncelikle toplu katkının satın alma tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem edinme bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.
Dava konusu mal varlığına, başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının dışında kalan bölümüne eşlerin çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından ise; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olunmasına rağmen, çalışılan bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup belirlenerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı saptanmalıdır. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu mal varlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir.
Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu mal varlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacağı miktarı bulunur.
Açıklanan değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Somut olayda, davacının tasfiyeye konusu taşınmazın edilmesine çalışarak, ziynet eşyaları ve ailesinden gelen destek ile katkıda bulunduğunu iddia ettiği, davalının taşınmazı emekli ikramiyesi ile aldığını savunduğu, mahkemece, sadece tarafların gelirleri dikkate alınarak katkı payı oranı belirlenerek hesaplanan katkı payı alacağına hükmedildiği, tasfiyeye konu taşınmazın 04.09.1998 tarihinde satın alınarak davalı erkek adına tescil edildiği, davalı erkeğin 17.08.1998 tarihinde emekli olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle, hayatın olağan akışına göre, taşınmazın edinilmesinden kısa süre önce davalı erkeğin emekli olması nedeniyle SGK’dan ve İLKSAN’dan aldığı ikramiye ile de taşınmazın edinilmesine katkı yaptığının kabulü gerekir. Diğer yandan, mahkemece taraf gelirlerine göre belirlenen katkı payı oranı yerinde ise de, taşınmazın edinilmesinden davalının kişisel malı niteliğindeki emekli ikramiyesini vermek suretiyle taşınmazın alınmasına yapmış olduğu katkı, tarafların katkı oranları tespit edilirken dikkate alınmaması hatalı olmuştur. O halde, mahkemece, davalının emekli ikramiyesi ile yapmış olduğu katkı da göz önünde tutularak yukarıda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre yapılacak hesaplamaya göre tarafların katkı oranlarının belirlenmesi gerekirken, sadece taraf gelirleri esas alınarak belirlenen katkı payı oranına göre katkı payı alacağı hesaplanması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21.03.2022 (Pzt.)