Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1788 Esas 2022/2719 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1788
Karar No: 2022/2719
Karar Tarihi: 22.03.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1788 Esas 2022/2719 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi tarafından verilen karar, bir boşanma davasına ilişkindir. Davada, kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep edilmiştir. Mahkeme, davalı erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle karar vermiştir. Ancak, davacı kadının tazminat talebi reddedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi, yaptığı inceleme sonucunda tarafların eşit kusurlu olduklarına karar vererek kadının manevi tazminat talebini reddetmiştir. Ancak dosya kapsamından davalı erkeğin fazla kusurlu olduğu anlaşıldığından tarafların eşit kusurlu oldukları kararı bozulmuştur. Ayrıca, davalı erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği göz önüne alınarak ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 ve 174/2. Maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
2. Hukuk Dairesi         2022/1788 E.  ,  2022/2719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davacı kadın tarafından TMK’nın 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış, mahkemece davalı erkeğin ağır kusurlu, davacı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle, davacı kadının davasının ve ferilerinin kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince “kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı ve davalı erkeğin boşanma kararı kesinleşmeden öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusu kalmadığı, TMK 181/2. maddesi uyarınca mirasçıların davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması gerektiği” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin verilen kararı kaldırılmış, verilen kararın davalı erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.12.2020 tarihli ilamı ile “...boşanmaya ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği, evliliğin boşanma hükmü ile sona erdiği, bölge adliye mahkemesince istinaf taleplerinin incelenmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine, davacı kadının maddi tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar davacı kadın tarafından yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar yanında davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına hakaret ettiği ve kovmakla tehdit ettiği, buna göre davalı erkeğin fazla, davacı kadının az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyleyken tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
    2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkek fazla kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı kadın yararına uygun miktarda manevi(TMK m. 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının manevi tazminat talebini reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.22.03.2022 (Salı)

    Hemen Ara