Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/767 Esas 2022/2838 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/767
Karar No: 2022/2838
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/767 Esas 2022/2838 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İçtihat metni, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir karardır. Davacı, bir konut projesinde taşeron olarak yer almış ve işin tamamını yerine getirdiği halde ödeme alamadığını iddia ederek dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının kısmen haklı olduğuna hükmetmiş ve davalının ödeme yapması gerektiğine karar vermiştir. Ancak, bilirkişi raporlarında bulunan çelişkiden dolayı karar bozulmuş ve yeni bir rapor hazırlanıp iş bedelinin doğru hesaplanması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun maddeleri: HMK’nun 266. maddesi, 281/3. maddesi ve 373/1. maddesi.
6. Hukuk Dairesi         2022/767 E.  ,  2022/2838 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 07.10.2009 ve 01.06.2010 tarihli sözleşmeler ile müvekkilinin 430 adet sosyal konutun bir kısmının ince inşaat işini üstlendiğini ve işi tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiği halde bakiye 1.129.677,63 Amerikan Doları iş bedelinin ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin, birleşen dava dosyasında ise; 1.125.962 USD’nin sözleşme gereği ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 01.06.2010 tarihli bir sözleşme gereği yapılması gereken iş bitirilmeden davacının işi terk ettiğini, kalan işin başka taşeronlar ve müvekkilinin çalışanları tarafından tamamlandığını, davacının düzenlenen hakedişleri imzalamadığını, davacı nam ve hesabına yapılan ödemelerin yapılan iş bedelinden yüksek olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; her iki tarafın kabulünde olan 01.06.2010 tarihli sözleşmedeki metrajlar esas alınarak yapılan hesaplama gereğince davacının sözleşme kapsamında yaptığı iş bedelinin 1.432.215,60 USD olup, 451.337,96 USD ödemenin mahsubu sonucu davacının bakiye 961.923,64 USD alacağı kaldığı, davacının sözleşme dışı iş yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin 24/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulüne, 954.938,38 USD’nin 22/07/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının dolar cinsinden 1 yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 03.12.2021 tarih, 2020/913 Esas ve 2021/1104 Karar sayılı kararı ile; davalı sözleşmeyi 12. madde hükmüne uygun biçimde feshetmediğinden sözleşme ve eki listedeki işlerin davacı tarafça yapıldığının kabulü doğru olup, sözleşme dışı işlere ilişkin davasını yasal deliller kanıtlayamadığı, mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da sözleşme eki listedeki metraj ve birim fiyatlar alınmış olmasına rağmen farklılığın sıva imalatına ilişkin hesaplamadan kaynaklandığı, hükme esas alınan raporda ise metrajı açıkça belirtilen ve imâl edildiği anlaşılan kalemlerin de hesaplamaya dahil edilerek iş bedelinin hesaplanmasında sözleşmeye aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK’nun 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan 01.06.2010 tarihli sözleşme ile Cezayir’de bulunan ve davalının yükleniminde olan 430 adet sosyal konutun bir kısmının ince işlerinin yapılması kararlaştırılmış olup, sözleşme eki niteliğindeki listede yapılacak işlerin global metrajları ve birim fiyatlarına yer verilmiştir. Sözü edilen listede iç alçı sıva, iç harçlı sıva ve iç saten alçı sıva için 3,50 USD birim fiyat belirtilmiş olup, metrajlar ayrı ayrı yazıldığı halde, birim fiyat sadece iç harçlı sıva işinin bulunduğu satıra yazılmıştır.
    İlk derece mahkemesince görüşüne başvurulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 29.11.2017 tarihli raporda üç farklı sıva imalâtı tek imalât olarak değerlendirilmiş ve iş bedeli hesap edilmiş, hükme esas alınan 30.04.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise; iç alçı sıva, iç harçlı sıva ve iç saten alçı sıva işleri için sözleşmede belirlenen birim fiyat üzerinden ayrı ayrı hesap yapılarak bakiye iş bedeli tespit edilmiştir. Bu halde görüşüne başvurulan iki ayrı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlar arasında sıva imalatının hesabı bakımından çelişki bulunduğu halde, çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulmuştur.
    O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda teknik bilirkişi kurulundan dosyada bulunan bilirkişi raporları değerlendirilerek ve sıva imalâtına ilişkin iş bedelinin hesabında oluşan çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davacı taşeronun hak ettiği iş bedelini bulmak ve davalı yüklenici tarafından kanıtlanan ödemelerin mahsubundan sonra asıl ve birleşen davada hüküm kurmaktan ibarettir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 03.12.2021 tarih, 2020/913 Esas ve 2021/1104 Karar sayılı kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, davacıdan alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, HMK 373/1. maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karar örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara