Esas No: 2022/2591
Karar No: 2022/3062
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2591 Esas 2022/3062 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/2591 E. , 2022/3062 K.Özet:
Davalı erkek ile davacı kadın arasındaki ziynet alacağı davasında mahkeme, davanın kabulü ile talep edilen ziynet eşyalarının aynen iadesine veya bedellerinin davalıdan tahsiline karar vermişti. Ancak davalı erkek karar düzeltme isteğinde bulunarak, hırsızlık olayı sonrasında banka kasasına konulan ve erkeğin zilyetliğinde bulunan 30 çeyrek altının davacı kadının istediği ziynet eşyaları olmadığını ve hükümde bir yanılgı olduğunu savundu. Mahkeme davalının itirazını kısmen kabul ederek 30 çeyrek altın yönünden hükmün bozulmasına karar verdi. Kararda, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlarda kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 20.10.2021 gün ve 2021/7900-2021/7448 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 Sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yersizdir.
2-Davacı, (boşanmadan tefrik edilen eldeki davada) düğünde kendisine takılan ayrı ayrı saydığı toplam 68.830,00TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı adına açılan banka kasasına konulduğunu, davalının kendisinin haberi olmadan söz konusu kasadan aldığı ziynet eşyalarını borcu olduğu gerekçesi ile bozdurduğunu, kendisine ait set takımının da davalı tarafından araç alımı için zorla kendisinden alınarak bozdurulduğunu ileri sürerek, dilekçesinde nitelik ve değerlerini belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini,olmadığı taktirde bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı, davacının dilekçesinde belirttiği kadar ziynet eşyası bulunmadığını,dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının 08.08.2002 tarihinde müşterek haneye giren hırsızlar tarafından çalındığını, bu olay sonrasında geriye kalan ziynet eşyalarının kendisi adına açılan banka kasasına konulduğunu, bu ziynet eşyalarının kasadan alınıp kendisi tarafından davacıya teslim edildiğini,dava konusu ziynet eşyalarının davacıda olduğunu, davacının kendisinden habersiz şekilde müşterek çocuklarını da alarak evden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı kadının kendi isteğiyle evden ayrıldığı, altınlarını ortak konuta bırakmasının düşünülemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 1.10.2018 tarihli ilamı ile; davacı davaya konu ettiği ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı ise, banka kasasına koyduğu ziynet eşyalarını son olarak banka kasasından alarak davacıya teslim ettiğini ve davacının kendisinin haberi olmadan müşterek haneden çocuklarını da
alarak ayrıldığını ileri sürmüş, bu durumda ise, artık ispat yükünün davalı tarafa geçtiği ve davalının söz konusu ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiğini ispat yükü altında olduğu ve delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile talep edilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı taktirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.10.2021 tarihli, 2021/7900 Esas, 2021/7448 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı erkek tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelenmesinde; kadının dava dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarından 30 adet çeyrek altının 08.08.2002 tarihinde müşterek haneye giren hırsızlar tarafından çalındığı hırsızlık olayına ilişkin soruşturma dosyasından anlaşılmaktadır. Davacı kadın çalınan 30 çeyrek altının düğünde takılan altınlar olmayıp kızına doğumda takılan altınlar olduğunu, talep ettiği altınların ise düğünde takılan altınlar olduğunu savunmuş ise de bunu dosyadaki delillerle ispatlayamamıştır. Mahkemece davacı kadının talep ettiği 30 çeyrek altının hırsızlık olayı sonrasında banka kasasına konulan ve erkeğin zilyetliğinde bulunan ziynet eşyalarından olmadığı halde erkeğin kadına teslim ettiği ve kadın tarafından giderken yanında götürüldüğünü ispatlayamadığı gerekçesi ile söz konusu 30 çeyrek altın yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne, Dairemizin 20.10.2021 tarihli, 2021/7900 Esas, 2021/7448 Karar sayılı onama kararının 30 çeyrek altın yönünden kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince kısmen KABULÜNE, Dairemizin 20.10.2021 tarihli, 2021/7900 Esas, 2021/7448 Karar sayılı onama kararının davalıdan tahsiline karar verilen 30 çeyrek altın yönünden KALDIRILMASINA, hükmün açılanan sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine oy birliğiyle karar verildi.30.03.2022 (Çrş.)