Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10911 Esas 2022/3161 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10911
Karar No: 2022/3161
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10911 Esas 2022/3161 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı erkek ile davacı kadın arasındaki katkı payı ve katılma alacaklarına ilişkin dava sonuçlanmıştır. Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi, davacının katkı payı alacağına ilişkin kararında hata yaparak, yasal düzenleme gereği belirli bir katkı oranı belirlemedikleri takdirde hukuk ve hakkaniyete uygun bir oran takdir edilerek davacının katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. Davalı erkeğin katılma yoluyla katılma alacağına ilişkin kararında da hata yapılmıştır. Mahkeme, dava dışı taşınmazın hisse satışından gelen para yönünden de kişisel mal denkleştirmesi yapılarak artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu kararda TMK 4. ve TBK 50. maddelerinden bahsedilerek belirli bir katkı oranının belirlenememesi durumunda hukuk ve hakkaniyete uygun bir oranın takdir edilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
2. Hukuk Dairesi         2021/10911 E.  ,  2022/3161 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından 151 ada 17 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı reddedilen katkı payı alacağı yönünden; davalı erkek tarafından ise 44 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı aleyhine hükmedilen katılma alacağı yönünden katılma yoluyla temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davacı kadının katkı payı alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Somut olayda, tasfiyeye konu taşınmaz nedeniyle 01.09.1992 edinme tarihli 5 adet mesken için davalı adına emlak kaydının olduğu, taşınmaz üzerindeki binanın 01.01.2002 tarihinden önce yapıldığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre evlilik tarihinden itibaren taşınmazın edinildiği ve de üzerindeki evin yapıldığı dönemlerde davacı kadının evinin bahçesinde ekip biçtiği ürünleri satarak, el iş yapıp satarak gelir sağladığı, bu suretle dava konusu taşınmazın edinilmesinde az da olsa katkısının olduğu anlaşılmakla, tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacının bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerekir. O halde, yasal düzenleme ve Dairemizin ilkeleri uyarınca, davacının bir katkı oranı belirlenemediği takdirde, TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir edilerek hesaplanacak davacının katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Davalı erkeğin katılma yoluyla katılma alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    Somut olayda, mahkemece, 360 ada 44 parsel sayılı taşınmazda davalının babasından intikal eden hisse yönünden kişisel mal kabul edilmesi doğru ise de diğer hisselerin tamamının edinilmiş mal kabul edilmesi hatalı olmuştur. Şöyle ki, dosya kapsamındaki tapu kayıtlarından davalının tasfiyeye konu taşınmazda bir kısım hissenin babasından intikal ettiği, kalan kısmın da diğer mirasçılardan 02.12.2005 tarihinde satın aldığı, davalının aynı tarihte miras kalan diğer taşınmazı olan dava dışı 151 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini de mirasçı kardeşlerine sattığı görülmektedir. O halde, davalı ve kardeşlerinin miras kalan taşınmazlardaki hisselerini birbirine satarak taşınmazlardaki hisselerini fiilen takas ettikleri anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalara göre, mahkemece, davalının dava dışı taşınmazı olan 151 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin karşılığında elde ettiği paranın dava konusu taşınmazın hisselerin edinilmesinde kullanıldığı kabul edilerek, dava dışı taşınmazın hisse satışından gelen para yönünden de kişisel mal denkleştirmesi yapılarak artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 1. ve 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 04.04.2022 (Pzt.)


















    Hemen Ara