Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/594 Esas 2022/3186 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/594
Karar No: 2022/3186
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/594 Esas 2022/3186 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Boşanma davasında ilk derece mahkemesi davalı erkeğin kusurlu davranışlarından dolayı kadının TMK m.166/1’e dayalı boşanma davasının kabulüne karar vermiş ancak TMK m.162’ye dayalı davayı reddetmiştir. Kadının itirazı üzerine bölge adliye mahkemesi, sair istinaf itirazlarının reddine karar vererek davacı kadın yararına takdir edilmiş maddi ve manevi tazminatları yeniden hükmetmiştir. Ancak TMK m.162’ye dayalı boşanma davasının konusuz hale geldiği gerekçesiyle \"karar verilmesine yer olmadığına” hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Ayrıca, takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gereği daha uygun miktarda takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Detaylı kanun maddeleri:
- TMK m.162: Boşanma sebepleri
- TMK m.166/1: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
- TMK m.174/1-2: Manevi tazminatın miktarı
2. Hukuk Dairesi         2022/594 E.  ,  2022/3186 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından TMK m. 162/1'e dayalı olarak açtığı davasının reddi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dava, kadın tarafından, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m.162) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166/1) hukuki nedenlerine dayalı olarak açılan boşanma davası olup; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, kadının TMK m.166/1’e dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, TMK m.162‘ye dayalı davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince kadının sair istinaf itirazlarının reddine karar verilerek, maddi ve manevi tazminat miktarları hakkında yeniden hüküm tesis edilmiştir. Hüküm davacı kadın tarafından yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin, ilk derece mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarından olan eşine karşı fiziksel şiddet uygulama vakıası onur kırıcı davranış niteliğindedir. O halde, Türk Medeni Kanunu’nun 162’inci maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı kadının davasının TMK m.162 yönünden de kabulü gerekirken, reddi doğru bulunmamıştır. Ne var ki, kadının TMK m.166/1’e ilişkin davasının kabulüne dair verilmiş olan karardaki boşanma hükmü, davalı erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu halde; bölge adliye mahkemesince, kadının TMK m.162 uyarınca açtığı boşanma davası konusuz hale geldiğinden “karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 04.04.2022 (Pzt.)










    Hemen Ara