Esas No: 2018/35763
Karar No: 2018/35763
Karar Tarihi: 12/1/2022
AYM 2018/35763 Başvuru Numaralı İ.A. Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İ.A. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/35763) |
|
Karar Tarihi: 12/1/2022 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Kemal ÖZEREN |
Başvurucu |
: |
İ.A. |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, evli olan mahpusun eşi ile mahrem görüşme yapamaması nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/11/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak 3/3/2017 tarihinde Trabzon E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) konulmuştur.
7. Başvurucu 22/6/2018 tarihli dilekçesiyle eşiyle mahrem görüşme yapmak istediğine ilişkin talebini 7/6/2018, 18/6/2018 ve 19/6/2018 tarihlerinde Ceza İnfaz Kurumuna iletmesine rağmen talebinin sözlü olarak reddedildiğini belirterek İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur. Trabzon İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 10/7/2018 tarihli kararıyla başvurucunun talebinin öncelikle Ceza İnfaz Kurumu tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtilerek başvuru dilekçesinin usulden reddine karar vermiştir.
8. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiş; Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi 25/10/2018 tarihli kararıyla İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.
9. Nihai karar, başvurucuya 15/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
10. Öte yandan Ceza İnfaz Kurumu tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen 18/2/2020 tarihli yazıda, İnfaz Hâkimliği kararından sonra başvurucunun konu ile ilgili olarak bir talep dilekçesi vermediği ve bu hususta İdare ve Gözlem Kurulunca herhangi bir karar alınmadığı belirtilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili hukuk için bkz. Mustafa Genç, B. No: 2018/12508, 11/12/2018, §§ 13-21; Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, §§ 18-21.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Anayasa Mahkemesinin 12/1/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
13. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).
B. Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
14. Başvurucu; eşiyle mahrem görüşme yapmak istediğine ilişkin dilekçelerinin işleme alınmadığını, kendisine olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğini, açtığı davanın usulden reddedildiğini, aynı ceza infaz kurumunda bulunan başka şahısların taleplerinin karşılandığını belirterek aile hayatına saygı hakkının, etkili başvuru hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Ayrıca başvurucu, kişisel verilerinin korunması gayesiyle kimlik bilgilerinin kamuya açık belgelerde gizli tutulmasını talep etmiştir.
15. Bakanlık görüşünde, başvurucunun başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu ve iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olduğu ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
2. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun esas talebinin eşi ile mahrem görüşme yapmak olduğu dikkate alındığında başvurunun özü itibarıyla aile hayatına saygı hakkı kapsamında ele alınması gerekmektedir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mustafa Genç, § 26).
17. Eşle mahrem görüşme uygulaması, 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik"te mahpusların ceza infaz kurumundaki tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi sonucunda tanınan teşvik esaslı bir ayrıcalık (ödül) olarak düzenlenmiş; ödüllendirmede yetkili merci ise İdare ve Gözlem Kurulu olarak belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin Mustafa Genç kararında ödül uygulamasının niteliğine ve uygulamadan kaynaklanan şikâyetlere karşı izlenecek usule ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir (Mustafa Genç, §§ 30-31).Buna göre ödüllendirme hususunda öncelikle idare ve gözlem kuruluna başvurulmadan infaz hâkimliğine şikâyet imkânı bulunmamaktadır (Mustafa Genç, § 32). Anayasa Mahkemesi, söz konu usule uygun şekilde başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle anılan kararda kabul edilemezlik sonucuna ulaşmıştır.
18. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir başvuru yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca başvurucunun şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013 § 17).
19. Somut olayda başvurucu, eşiyle mahrem görüşme yapmak istediğine ilişkin taleplerini muhtelif tarihlerde Ceza İnfaz Kurumuna iletmiş olmasına rağmen kendisine eşi ile mahrem görüşme imkânı tanınmadığından yakınmaktadır. Öte yandan başvurucunun İnfaz Hâkimliğine verdiği başvuru dilekçesinin, talebinin öncelikle Ceza İnfaz Kurumu tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek usulden reddine karar verilmiştir. Bu karardan sonra başvurucunun Ceza İnfaz Kurumuna başvurmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca başvurucu tarafından da Ceza İnfaz Kurumuna başvurduğuna ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Bu durumda var olan başvuru yollarının doğru zamanda ve usulüne uygun şekilde tüketilip tüketilmediği hususunun mevcut başvurunun koşulları dikkate alınarak irdelenmesi gerekir.
20. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğine şikâyet başvurusunda bulunmadan önce Ceza İnfaz Kurumuna talep dilekçelerini sunduğunu ve bunların sözlü şekilde reddedildiğini belirtmiştir. Öncelikle İnfaz Hâkimliğinin şikâyet başvurusunun esası hakkında değerlendirme yapılabilmesi için mevzuatta öngörülen koşulun gerekli olduğunu belirten usulden ret kararının gözardı edilmemesi gerekir. İnfaz Hâkimliği, başvuruya konu olan talebin esası hakkındaki değerlendirmeyi ancak Ceza İnfaz Kurumunun vereceği denetlenmeye uygun bir karar hakkında yapabileceğini ifade etmiştir. Bu durumda İnfaz Hâkimliğinin kararı doğrultusunda Ceza İnfaz Kurumuna yeniden talepte bulunma yükümlülüğünün başvurucuya geçeceği, diğer bir ifadeyle başvurucunun İnfaz Hâkimliği kararından sonra eşi ile mahrem görüşme yapmak yönündeki talebini yeniden Ceza İnfaz Kurumuna iletmekle yükümlüğü olduğu kabul edilmelidir. Bu türden bir yükümlülüğün katlanılabilir nitelikte olduğu dikkate alındığında anılan yola başvurulmadan doğrudan bireysel başvuruda bulunulması idari ve yargısal yolların usulüne uygun şekilde tüketildiğinin kabulü için yeterli kabul edilemeyecektir. Ayrıca idari ve yargısal yollara başvuru yolunun etkili olup olmadığına ilişkin bir iddia da ancak söz konusu usulün doğru şekilde yürütülmesi ve yapılan usulüne uygun başvurunun sürüncemede bırakılması durumunda ancak daha ileri bir aşamada değerlendirilmeye uygun kabul edilebilir.
21. Bu gerekçelerle başvurucunun hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yolları usulüne uygun şekilde tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 12/2/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.