Esas No: 2020/11654
Karar No: 2020/11654
Karar Tarihi: 13/1/2022
AYM 2020/11654 Başvuru Numaralı BÜLENT AYDOĞAN Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
BÜLENT AYDOĞAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/11654) |
|
Karar Tarihi: 13/1/2022 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
Raportör |
: |
Tuğba TUNA IŞIK |
Başvurucu |
: |
Bülent AYDOĞAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, baro levhasına yazılma işlemine ilişkin iptal davasında hukuk kurallarının öngörülemez biçimde yorumlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/3/2020 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler ve Olağanüstü Hâl İlanı ve Bu Süreçte Uygulanan Tedbirler
7. Başvuruya konu olaylara ilişkin genel bilgiler ile olağanüstü hal ilanı ve bu süreçte uygulanan tedbirler için bkz. M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 11-19.
B. Somut Başvuruya İlişkin Olay ve Olgular
8. Başvurucu, hakim olarak görev yaptığı dönemde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle 23/7/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname gereğince meslekten ihraç edilmiştir.
9. Kamu görevinden ihraç edilmesinin ardından başvurucu, baro levhasına avukat olarak yazılma talebiyle Kars Barosuna başvurmuştur. Başvurucunun kanuni şartları taşındığı gerekçesiyle baro levhasına yazılmasına karar verilmiş ve bu karar da Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından uygun bulunmuştur.
10. Söz konusu karar hukuki isabet bulunmadığı belirtilerek, Bakanlık tarafından bir daha görüşülmek üzere TBB"ye gönderilmiştir.
11. TBB Yönetim Kurulu, önceki kararında ısrar ederek başvurucunun baro levhasına yazılmasına karar vermiştir.
12. Bakanlık, başvurucunun baro levhasına yazılmasına ilişkin TBB kararının kesinleşmesi üzerine Ankara 10. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) TBB"ye karşı iptal davası açmıştır.
13. Mahkeme 14/5/2019 tarihli ara karar ile davanın başvurucuya ihbar edilmesine karar vermiştir. Davanın ihbar edilmesine ilişkin karar 28/5/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, davaya müdahil olma talebinde bulunmamıştır.
14. Mahkeme 19/9/2019 tarihinde dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Kararda öncelikle avukatlık mesleğinin kamu hizmeti niteliğinde olduğu, avukatların işlevsel anlamda kamu görevi ifa ettiği ve hâkim olma niteliğini kaybetmiş olan başvurucunun avukatlık mesleğinde görevlendirilemeyeceği ifade edilmiştir.
15. TBB tarafından yapılan istinaf başvurusu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) tarafından 5/2/2020 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
16. Başvurucu, Bölge İdare Mahkemesine hitaben yazdığı 12/2/2020 tarihli dilekçe ile Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
17. Bölge İdare Mahkemesi 26/2/2020 tarihli kararıyla başvurucunun anılan talebi hakkında incelenmeksizin ret kararı vermiştir. Kararda, Mahkeme kararı üzerine yapılan istinaf başvurusu sonucunda verilen kararın kesin nitelikte olduğu ve başvurucunun Mahkemenin kendisine davayı ihbar etmesine rağmen davaya müdahil olmadığı belirtilerek davanın tarafı olmayan başvurucunun kesin nitelikteki karar üzerine kararın kaldırılması talebinin incelenemeyeceği ifade edilmiştir.
18. İncelenmeksizin ret kararı başvurucuya 13/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 16/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Anayasa Mahkemesinin 13/1/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
20. Başvurucu bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
21. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
22. Başvurucu, Mahkemenin hukuka aykırı karar verdiği, serbest meslek olan avukatlık mesleğini yapabilmek için mevzuatta aranan şartları taşıdığı ve ceza yargılamasından beraat ettiği gerekçeleriyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Bakanlık görüşünde; davanın başvurucuya ihbar edilmesine karşın başvurucu tarafından müdahale talebinde bulunulmadığı belirtilmiş, başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şikâyeti bakımından mağdur statüsünün bulunmaması nedeniyle başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir. Görüşte ayrıca, başvurucu hakkında silahlı terör örgütü üyeliği suçundan verilen beraat kararının kesinleşmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesinin benzer durumlara ilişkin bireysel başvuru kararları gereğince baro levhasına kaydının yapılabilmesi için yeni bir başvuru yapabileceği ileri sürülmüştür.
C. Değerlendirme
24. Anayasa"nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
26. Başvurucu, avukatlık mesleğini yapabilmek için gerekli olan baro levhasına yazılmasına ilişkin işlemin Mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, esas olarak mahkemenin hukuka uygun karar vermediğinden şikâyet etmektedir.
27. Mahkeme, başvuruya konu dava sonucundan menfaati etkilenecek olan başvurucuya davayı ihbar etmiş fakat başvurucu söz konusu davaya müdahil olma talebinde bulunmamıştır.
28. Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, bir temel hak olmanın yanında diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir. Bu bakımdan davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye iddialarını ortaya koyma imkânının tanınması gerekir. Diğer bir ifadeyle dava yoksa adil yargılanma hakkının sağladığı güvencelerden yararlanmak mümkün olmaz (Mohammed Aynosah, B. No: 2013/8896, 23/2/2016, § 33).
29. Somut olayda Mahkeme, başvurucunun sonucundan etkilenme ihtimalinin olduğu bir davayı başvurucuya ihbar ederek dava konusuna ilişkin iddialarını yargılama sürecinde ortaya koyma imkânı sunmuştur. Başvurucunun davanın kendisine ihbar edilmesinden sonra davaya müdahil olma yoluyla davanın tarafı olma imkânından yararlanmadığı görülmektedir. Başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin usule ilişkin güvencelerden yararlanabilmesinin ilk koşulu davanın tarafı olması gerektiğidir. Başvurucunun başvuruya konu dava sonucundan maddi bir hakkın ihlal edildiğini ileri sürmediği gibi başvuru formunda belirtilen iddiaların öncelikle derece mahkemeleri önünde davaya müdahil olma yoluyla ileri sürülme imkânı varken bu yola başvurmadığı anlaşılmaktadır.
30. Açıklanan nedenlerle başvurucunun başvuruya konu edilen yargılamada taraf olmadığı anlaşıldığından, adil yargılanma hakkına ilişkin bu başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/1/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.