19. Hukuk Dairesi 2018/1412 E. , 2019/185 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine 2005 yılında takip başlatıldığını, takibin 2014 yılında yenilendiğini, takipte %93,75 oranında faiz talep edildiğini, ancak taraflar arasında 20.06.2006 tarihinde ödeme planı düzenlendiğini ve %18 oranında faiz yürütüldüğünü, yapılandırmaya uyulmaması halinde 5464 sayılı kanunun 26/3 maddesinin uygulanacağını, TBK 88 ve 120. maddelerine aykırı oran belirlenemeyeceğini belirterek takip konusu alacak miktarında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı hakkında temlik eden banka tarafından 2005 yılında kredi kartı alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, dosyanın yenilendiğini, yenileme ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini ve takibin usulünce kesinleştiğini, borçlunun borcunu kabul ederek daha önce 5464 sayılı yasa kapsamında borcunu ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ancak ödemeleri yapmadığını, TCMB tarafından tespit edilerek açıklanan kredi kartı işlemlerinden uygulanacak azami faiz oranları üzerinden alacak hesaplaması yapıldığını, davacının bu yöndeki itirazının yerinde olmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda 20/05/2006 tarihi itibariyle ana para 4.107,42-TL bu tarihe kadar işlemiş %18 faiz 1.081,13-TL, masraf 878,80-TL ve takip miktarı toplam 6.067,35-TL olarak kabulü ile bu tarihten itibaren 4.107,42-TL asıl alacak miktarı kabul edilerek yıllık %18 temerrüt faizi ve faizin %5 oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle alacak miktarının bu şekilde tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava menfi tespit davası olup davacı,....İcra Müdürlüğünün 2014/13747 Esas sayılı sayılı takip dosyasında talep edilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece verilen hükümde davanın kabulüne karar verildiği halde daha sonra bir miktar borç hesaplayıp takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. Bu şekilde verilen hüküm HMK 297/2 maddesine aykırıdır. Mahkeme için davacının açtığı menfi tespit davasının incelenip davacının borcu yoksa davanın kabulüne ve borçsuzluğa ilişkin olumsuz tespite (menfi tespit) karar verilmelidir. Davacının takip dosyasında tamamen borçlu olması halinde davanın reddine karar verilmelidir. Davacının menfi tespit davasında kısmen haklı olması halinde davanın kısmen kabulüne karar verilip bu durumda davacının borçlu olmadığı kısım gösterilerek karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.