Esas No: 2021/9993
Karar No: 2022/3576
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9993 Esas 2022/3576 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/9993 E. , 2022/3576 K.Özet:
Boşanma davasında verilen bir karar temyiz edilmiştir. Davacı kadın tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden, davalı erkek ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile velâyet yönünden temyiz etmiştir. Mahkeme, tarafların temyiz itirazlarının bir kısmını ret etmiş, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın daha uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında yeterli araştırma yapılmadığına dikkat çekerek, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulduğunu vurgulamıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi kararın dayandığı kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile velâyet yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.04.2022 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına ve davacı kadın yararına aylık 3.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, ilk derece mahkemesi kararının taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Davacı kadın, ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada davalı erkeğin babasının kendisine ev bağışladığını beyan etmiş, davalı erkek taşınmaz bedelinin 750.000 TL olduğunu ileri sürmüştür. Tarafların bu beyanları karşısında kadına bağışlandığı belirtilen taşınmazın tapuda davacı kadın adına tescil edilip edilmediği, tescil edilmiş ise taşınmazın değeri ile kiraya verilmesi durumunda getireceği kira gelirinin gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlenerek, taşınmaz değeri ve kiraya verilmiş olması halinde kira gelirinin davalı-karşı davacı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağının belirlenmesi gerekir. Ayrıca kadın hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kadının ev hanımı olduğu, çalışmadığı belirtilmesine rağmen, SGK hizmet dökümlerinde 05.04.2021 tarihinde işe girmiş görünmektedir. Buna göre ilk derece mahkemesince davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bu çalışmanın düzenli, sigortalı ve sürekli olup olmadığının belirlenmesi ve çalışıyor ise gelirinin ne kadar olduğu, bu gelirin onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığı, işten ayrılmış olması halinde ise işten kendi isteğiyle mi yoksa herhangi bir zorunluluk nedeniyle mi ayrıldığı araştırılarak tüm bu hususlar birlikte değerlendirilmek suretiyle yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, 3. bentteki bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.benttte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir edilen 3.815 TL vekâlet ücretinin Büşra'dan alınarak Yunus'a, 3.815 TL vekâlet ücretinin Yunus'dan alınarak ...'ya verilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 13.04.2022 (Çrş.)