AYM 2018/7592 Başvuru Numaralı YAŞAR YÜCE Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2018/7592
Karar No: 2018/7592
Karar Tarihi: 13/1/2022

AYM 2018/7592 Başvuru Numaralı YAŞAR YÜCE Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YAŞAR YÜCE BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/7592)

 

Karar Tarihi: 13/1/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucu

:

Yaşar YÜCE

Vekili

:

Av. Fatih YÜCE

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltında kötü muameleye maruz kalma ve olumsuz tutulma koşulları nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/3/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

4. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan 20/7/2016 tarihinde gözaltına alınan başvurucu, askerî makamlarca kolluk birimine teslim edilmiştir. 24/7/2016 tarihinde Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir. Başvurucu hakkında kamu davası açılmış olup yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır.

7. Başvurucunun gözaltında bulunduğu 20/7/2016-23/7/2016 tarihleri arasında Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi tarafından her gün için ayrı olmak üzere düzenlenen toplam dört adli muayene raporunda başvurucunun vücudunda herhangi bir darp veya cebir izine rastlanmadığı belirtilmiştir.

8. Başvurucu 29/7/2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçe ile gözaltında kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürmüş ve şikâyetçi olmuştur.

9. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 17/1/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"Yaşar YÜCE hakkında Ankara Merkez Komutanlığına yazılı gözaltı talebinin bulunduğu, yakalama ve gözaltına alma tutanağı, yakalama ve üst arama, geçici muhafaza altına alma tutanağı, şahsın polise teslim tutanağının bulunduğu, teslim öncesi Ankara Merkez Komutanlığı 1. Askeri İnzibat Bölge Komutanlığı tarafından Revir Baştabipliğine sevk edildiği, müştekinin burada Merkez Komutanlığında bulunduğu süre içerisinden darp ve cebire maruz kalmadığına dair evrakı imzaladığı, doktor imzasıyla da şahsın aktif yakınmasının olmadığı, anamnez doğal darp ve cebir izine rastlanmadığının belirtildiği, Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinden alınan 20/07/2016 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda darp ve cebir izinin bulunmadığı, şikayeti bulunmadığı, şahsın HT nedeniyle ilaç kullandığının belirtildiği, 21/07/2016 tarihli Muayene Raporunda da aynı şekilde darp ve cebir izine rastlanılmadığı ve şikayetinin olmadığının belirtildiği, 22/07/2016 tarihli raporda da son muayenesinden farklı bir bulguya rastlanmadığının belirtildiği, 23/07/2016 tarihli iki ayrı raporda darp ve cebir izinin bulunmadığının belirtildiği, 24/07/2016 ve 25/07/2016 tarihli raporlarda da aynı şekilde darp ve cebir izinin olmadığının belirtildiği,

Emniyet Müdürlüğünün cevabi müzekkerelerinde, şahısların tutulduğu Başkent Kapalı Spor Salonunun kamera kayıtlarının bulunmadığının belirtildiği

Müştekinin müteaddit müessir fiil, kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığına ve hakaret edildiğine dair delil bulunmadığı, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen Darbeye Teşebbüs eylemiyle ilgili olarak şüpheli sayısının çok fazla olması, Darbeye Teşebbüs eyleminin mahiyeti itibariyle Emniyet Birimlerinin hazırlıksız olması nedeniyle fiziki şartların yetersiz kaldığı, yakalanan şahısların açık havada, beton zeminde, spor salonunda ve çadırda gözaltında tutulmalarında herhangi suç kastı bulunmadığı, aksine terör örgütü üyeliği iddia edilen şüphelilerin nezarethane yerine, yaz ayında açık havada, spor salonu ve çadır gibi mahallerde kalmalarının fiziki şartların yetersizliğini gösterdiği, görevli polislerin mevzuat doğrultusunda hareket ettiği..."

10. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı itiraz 28/12/2017 tarihinde reddedilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

11. İlgili Hukuk için bkz. Yasin Akdeniz (2), B. No: 2017/19108, 8/7/2020, §§ 17-22.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Anayasa Mahkemesinin 13/1/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Gözaltında Tutulma Koşulları Yönünden

1. Başvurucunun İddiaları

13. Başvurucu; spor salonunda gözaltında tutulduğunu, kendisine yeterli yiyecek ve içecek verilmediğini, hijyen koşullarına uygun ortam sağlanmadığını, yatma ve ısınma için gerekli malzemelerin verilmediğini belirterek Anayasa"nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

14. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

15. Anayasa Mahkemesi gözaltında tutulan kişilerin nezarethane tutma koşullarının yetersizliği nedeniyle kötü muameleye maruz kaldığı yönündeki iddialarıyla ilgili olarak temel ilkeleri ortaya koyduğu ve değerlendirmelerde bulunduğu kararında, şikâyete konu yetersiz koşullardaki tutma hâli sona ermişse idari yargı yolunda açılacak tam yargı (tazminat) davasını etkili bir yol olarak kabul etmiştir (Nebahat Baysal Gül, B. No: 2016/14634, 28/5/2019, §§ 17-31; ayrıca yetersiz miktarda yiyecek ve içecek verilmesi iddiası yönünden bkz. Tuncay Gürsen, B. No: 2016/35379, 15/1/2020, §§ 17-23). Bu başvuruda da anılan içtihatta belirlenen temel ilkeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

16. Bu durumda 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesi dikkate alındığında ulaşılabilir ve tutulma koşullarının standartlara uygun olmaması sebebiyle doğan maddi ve manevi zararların karşılanması bakımından başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen tam yargı davası başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Gözaltında Kötü Muameleye Maruz Kalındığına İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

18. Başvurucu; gözaltında uzun süre kelepçeli şekilde tutulduğunu, ensesine, sırtına ve beline vurulduğunu, küfür, hakaret ve tehdide maruz kaldığını, nakiller sırasında elleri arkadan kelepçeli ve başı eğik şekilde yolculuk yaptırıldığını, maruz kaldığı muamelenin doktorlar tarafından bilinmesine karşın raporlara geçirilmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu; müşteki sıfatıyla beyanı alınmaması, şüpheli ve tanık beyanına başvurulmaması, sağlık raporu düzenleyen sağlık görevlilerinin bilgisine başvurulmaması nedeniyle şikâyetleri hakkında yürütülen soruşturmanın etkili olmadığını da ifade etmiştir.

19. Bakanlık görüşünde; gözaltı sürecinde başvurucunun her gün düzenli olarak sağlık muayenesinin yapıldığı, Başsavcılık tarafından soruşturma sürecinde başvurucunun gözaltında kaldığı süreç ile ilgili olarak Ankara Emniyet Müdürlüğünden bilgi ve belgelerin talep edildiği, bu kapsamda başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığını iddia ettiği tarihlerdeki tüm adli muayene raporlarının soruşturma dosyasına dâhil edildiği, bu raporların tamamında başvurucunun bir şikâyetinin olmadığı, vücudunda darp ve cebir izinin bulunmadığının değerlendirilmiş olduğu belirtilmiştir.

20. Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvurucu, sağlık raporlarının usulüne uygun olarak alınmadığını, maruz kaldığı bir kısım eylemlerin vücudunda iz bırakmasının mümkün olmadığını, tanık beyanına başvurulmadığını, sunduğu delillerin dikkate alınmadığını, etkili soruşturma yürütülmediğini belirtmiştir.

2. Değerlendirme

21. Anayasa"nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz."

22. Anayasa’nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

23. Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında insan onurunun korunması amaçlanmıştır. Üçüncü fıkrasında da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 80).

24. Devletin bireyin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü, öncelikle kamu otoritelerinin bu hakka müdahale etmemelerini yani anılan maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şekillerde kişilerin fiziksel ve ruhsal zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirir. Bu, devletin bireyin vücut ve ruh bütünlüğüne saygı gösterme yükümlülüğünden kaynaklanan negatif ödevidir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 81).

25. Anayasa’nın 17. maddesi Anayasa"nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete ayrıca kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir. Anılan yükümlülük, devletin kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini idari ve yasal mevzuat aracılığıyla koruma hususundaki pozitif yükümlülüğünü oluşturmaktadır.

26. Devletin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamında sahip olduğu pozitif yükümlülüğün usule ilişkin boyutu çerçevesinde bireyin bir devlet görevlisi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde olay hakkında etkili bir soruşturmanın yürütülmesi gerekmektedir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 110; Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 25).

27. Başvurucu, gözaltı ve nakiller sırasında uzun süre kelepçeli şekilde tutulmasından şikâyet etmektedir. Somut olayda başvurucunun FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu şüphesiyle darbe teşebbüsünden yalnızca beş gün sonra gözaltına alındığı, gözaltına alınan kişilerin çokluğu nedeniyle spor salonunda yüzlerce kişiyle birlikte tutulduğu anlaşılmıştır. Bu koşullar altında güvenlik gerekleri doğrultusunda başvurucuya kelepçe takılmasının makul bir tedbir olduğu ve kelepçe takılmasının bu olayda kötü muamele yasağının ihlali için aranan asgari ağırlık derecesini aşan bir muamele olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

28. Başvurucu; gözaltı sırasında ensesine, beline ve sırtına vurulduğunu beyan etmektedir. Başvurucu hakkında gözaltı süresince alınan toplam dört adli muayene raporunda da başvurucuda darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilmiştir. Başvurucu, maruz kaldığı muamelenin doktorlar tarafından bilinmesine karşın raporlara geçirilmediğini belirtmekte ise de kötü muamele iddialarını destekleyen bir bulgu ortaya koyamamıştır. İleri sürdüğü kötü muameleler sonucunda vücudunda bir yaralanma meydana gelip gelmediği yönünde bir açıklama da yapmamıştır. Yine başvurucunun sözlü şiddet iddialarını destekleyen bir veri dosya kapsamında bulunmamaktadır. Tüm bu tespitlere göre başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığına ilişkin savunulabilir bir iddia ortaya koyamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Gözaltında tutulma koşullarından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kolluk görevlilerinin kasıtlı eylemlerinden dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 13/1/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara