Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2166 Esas 2022/3937 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2166
Karar No: 2022/3937
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2166 Esas 2022/3937 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı erkek ve davacı kadın arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, ilk derece mahkemesi kadını küfür ve hakaret ettiği gerekçesiyle kusurlu bulurken, erkeğin fiziksel şiddet, sadakatsizlik gibi sebeplerle daha ağır kusurlu olduğunu belirtmişti. Ancak, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi davacının da şiddete katıldığını belirterek tarafları eşit kusurlu kabul etti. Boşanmaya yol açan olaylarda kadının ağır, davalı erkeğin az kusurlu olduğu belirlendi ve kadına yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği vurgulandı. Kararın kanuni dayanağı ise Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi oldu.
TMK m. 175: \"Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.\"
2. Hukuk Dairesi         2022/2166 E.  ,  2022/3937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi...Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacı kadının davalı erkeğe küfür ve hakaret etmesi sebebiyle kusurlu olduğu, davalı erkeğin de davacı kadına karşı fiziksel şiddet uygulayarak, başka kadınlarla mesajlaşarak sevgili olması, sadakatsiz davranışlarda bulunması sebebiyle kusurlu olduğu, davalı erkeğin kusurlarının daha ağır olduğu, bununla birlikte erkeğin itirazlarına rağmen evi terk eden kadından her şeye rağmen boşanmak istemeyen erkeğin kadının kusurlu tutum ve davranışlarını affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı, davacı kadının bu durumda tamamen kusursuz hale geldiği yönünde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince tarafların karşılıklı olarak birbirlerine şiddet uyguladıkları, davacı kadının eşine küfür ve hakaret ettiği, boşanmaya yol açan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu halde mahkemece davacının dayanmadığı güven sarsıcı davranış vakıasına dayanılarak davalıya kusur olarak yüklendiği, yine cevap dilekçesindeki beyanların evliliği kurtarmaya yönelik beyanlar olduğu dikkate alınmadan af kapsamına alınarak davacı kadına yüklenen kusurların yok sayıldığı ve bu suretle usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılan gerekçeden davalı kocaya kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasının çıkartılmasına, davacı kadına ise şiddet, küfür ve hakaret vakıalarının kusur olarak yüklenmesine, boşanmaya yol açan olaylarda kadının ağır, davalı erkeğin az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin vekâlet ücreti yönünden temyiz itirazı yersizdir.
    2- Davacı kadının kusur belirlemesine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine gelince; mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna göre, yaşanan tartışmalarda tarafların birbirlerine karşılıklı şiddet uyguladıkları ve kadının bu olaylar esnasında erkeğe küfür ve hakaret ettiği anlaşıldığından taraflar eşit kusurludur.
    3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Bu suretle, eşit kusurlu olan kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, şartların oluşmadığından bahisle isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin 12.01.2022 tarih ve 2020/1 esas, 2022/64 karar sayılı kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 25.04.2022 (Pzt.)












    Hemen Ara