Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/515 Esas 2015/528 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/515
Karar No: 2015/528

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/515 Esas 2015/528 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 515

            KARAR NO : 2015 / 528

            KARAR TR  : 6.7.2015

ÖZET : Davalı G. Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan taşınmazdaki davacı şirket tarafından inşa edilen yapı için yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, davacı şirketin anılan taşınmazda malik olmadığı gerekçesi ile reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : D.Petrokimya Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.

Vekilleri         : Av. H.K.& Av. İ.Ç.K.

Davalı             : G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi

            Vekilleri         : Av. H.D. & Av. E. K. & Av. T. B. K.

 

O L A Y         : Davacı vekilleri dava dilekçesinde; “Davacı, bir ihtisas Organize Sanayi Bölgesi olan G. Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren şirkettir. 4562 Sayılı Yasanın 3-f maddesi uyarınca kendisine parsel tahsisi yapılan “katılımcı” statüsündedir.

4562 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca, OSB"lerde arsa tahsisinin Yönetmelik hükümlerine göre yapılacağı hüküm altına alınmaktadır.

G. Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi (GEPOSB) içinde yer alan 4034 Ada, 1 Parsel nolu 3.013,77 m² alanlı parsel, davalı Geposb adına kayıtlı ise de, 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve bu Kanuna ilişkin Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsel Veya Tüzel Kişilere Tamamen Veya Kısmen Bedelsiz Tahsisine Dair Yönetmelik uyarınca Geposb Yönetim Kurulunun 13.02.2008 gün ve 83 sayılı kararıyla ve 14.02.2008 gün ve 251 nolu Tapu Tahsis Belgesiyle davacı şirkete tahsis edilmiştir.          

Geposb yönetimi, davacı şirkete 4034 Ada, 1 Parsel nolu taşınmaz üzerinde davacı şirket tarafından sunulan projenin inşası amacıyla 29/05/2008 tarih ve 3 nolu Yapı Ruhsatını düzenlemiştir.

Yapı Ruhsatında davacı şirketin unvanı her ne kadar D.Petrokimya Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti olarak gözükmekte ise de, davacı şirket 2008 yılında unvan değişikliği yaparak "Anonim Şirket" olmuştur.

Davacı şirket, davalı Geposb yönetiminin verdiği tahsis kararı ve Yapı Ruhsatı üzerine, bu taşınmaz üzerine çok ciddi bedeller Ödeyerek "akıllı bina / plaza / konseptine" uygun şekilde ticari bina inşa etmiştir.

Bina, projesine ve taşıması gereken diğer standartlara tamamen uygun olarak inşa edilmiştir.

Yapılan bina 2009 yılında tamamlanıp iskân ruhsatı verilmesi aşamasına geldiğinde, Geposb Yönetim Kurulu 14.04.2009 gün ve 162 sayılı kararıyla (haklı hiçbir gerekçesi olmaksızın ve yönetim kurulunun tahsisi iptal için yetkisi de olmaksızın) davacının tapu tahsis kararını iptal etmiştir.

Davacı şirket, tapu tahsisinin iptalinin haksızlığı nedeniyle Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/391 E. sayılı dosyası ile dava açmakla birlikte, idari yönden Geposb Genel Kuruluna başvurmuştur.

Geposb Genel Kurulu 17.06.2009 tarihli toplantıda, bu konuyu ayrı bir gündem maddesi olarak görüşmüş ve "Tapu tahsisinin iptal edilmesi işleminin Bakanlıktan görüş istenerek bakanlığın görüşü doğrultusunda çözümlenmesine" karar vermiştir.

İlgili Bakanlık, Geposb Yönetim Kurulunun mevcut bir tapu tahsis kararım İptal etme yetkisinin bulunmadığını, tapu tahsis işleminin iptaline yönelik kararın hukuka uygun olmadığını bildirmiştir.

Bakanlığın bu kararı, Geposb Yönetiminin almış bulunduğu "Tahsisin iptaline ilişkin kararının" yok hükmünde olduğunu ve evvelce yapılmış bulunan tahsisin hukuken geçerli olduğunu ortaya koymuştur.

Bakanlığın bu görüşü çerçevesinde tahsis kararının hukuken yok hükmünde olması nedeniyle tapu tahsisinin iptaline yönelik Yönetim Kurulu kararının iptali amacıyla Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/391 E sayılı dosyası ile açılmış bulunan davada 10/02/2014 tarihli karar ile;

"...Yönetim Kurulunun İptal kararının yok hükmünde olduğu, kararın icrai etkisinin de bulunmadığı, kaldı ki yönetim kurulunun tapu tahsisini iptal eden kararının MK.2"deki dürüstlük kuralına da açıkça aykırı olduğu” belirtilerek, "ortada iptal edilebilecek bir yönetim kurulu kararı bulunmadığından"

dolayı davanın konusuz kalmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Tahsis kararının iptalinin gerek idari yönden, gerekse yargı yoluyla yok hükmünde olduğunun tespit edilmiş olması ve tahsis konusu taşınmaz üzerinde inşa edilen, İmar Yasaları yönünden yapı kullanma izin belgesi verilmesi önünde hiçbir engeli bulunmayan taşınmaz için yapı kullanma izin belgesinin verilmesi, Gebze 6. Noterliğinin 24/03/2014 tarih ve 91986 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile talep edilmiştir.

Davalı Geposb Yönetimi ise Beyoğlu 10. Noterliği"nin 15/04/2014 tarih ve 8026 yevmiye sayılı cevabı ile yapı kullanma izin belgesi verilmesi isteminin yerine getirilmeyeceğini bildirmiştir.

Davalı, yapı kullanma izin belgesi verilmesi istemini reddederken, bina İçin iskan izni verilmesine engel, planına veya imara aykırı bir yön bulunduğu gibi bir neden göstermemiş, yapı kullanma izin belgesi talep edilebilmesi için taşınmaz maliki olmanın zorunlu olduğunu, davacının malik olmaması nedeniyle böyle bir istemde bulunamayacağını gerekçe almıştır.

Gerçekte, Organize Sanayi Bölgelerinde yapı kullanma izin belgesi verilmesi için taşınmazın maliki olunması gerekmemektedir. Nitekim, aynı yönetim, davacı şirkete tahsis etmiş bulunduğu başka bir parsel olan 4035 ada, 9 sayılı parsel üzerine inşa edilen bina için yapı kullanma izin belgesi düzenlemiştir. Bu izin belgesi incelendiğinde, TAHSİS EDİLMİŞ ALAN İÇİN MALİK OLMA ŞARTININ ARANMAMIŞ OLDUĞU, YAPI KULLANMA İZİN BELGESİNİN TAHSİS BELGESİ SAHİBİ DAVACI ŞİRKET ADINA DÜZENLENMİŞ OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR.

Davalı Geposb, iskan izni verilmesi için taşınmaz maliki olma şartı bulunduğu savını ileri sürerken bu beyanı kendi icraatları ile çelişmektedir.

Huzurdaki dava idari yargıda görülmesi gereken bir davadır. 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun, Organize Sanayi Bölgesi yönetimlerine vermiş olduğu yetkilerden bir kısmı (tapu verme, imar izni verme, Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi verme gibi) kamu idarelerinin sahip olduğu yetkilerden olduğundan, bu konularda doğan ihtilafların idare mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.

SONUÇ VE İSTEM  : Yukarıda anlatılan nedenlerle; davalı Geposb yönetiminin davacı şirkete tahsis olunan taşınmaz üzerinde inşa edilen binaya yapı kullanma izin belgesi verilmemesi yönündeki kararının iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dileriz.” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı G. Plastikçiler Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü vekili süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın adli yargının görev alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.

Kocaeli 1.İdare Mahkemesi: 20.11.2014 gün ve E:2014/747 sayı ile özetle; “(…)Dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin, G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan 4034 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davacı şirket tarafından inşa edilen yapı için yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, davacı şirketin anılan taşınmazda malik olmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin 15.07.2014 tarihli ihtarnameyle reddedildiği, bakılmakta olan davanın da anılan işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda davalı Organize Sanayi Bölgesi tarafından Kanunla verilen kamu yetkisi kullanılarak davacı şirketin yapı kullanma izni verilmesi isteminin reddedildiği anlaşıldığından dava konusu işlem idari işlem niteliğinde olup bu haliyle uyuşmazlığın görüm ve çözümünün de idari yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmaktadır.” demek suretiyle davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı: “Davacı D. Petrokimya Ürünleri San ve Tic. A.Ş."nin, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan 4034 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davacı şirket tarafından inşa edilen yapı için yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, davacı şirketin anılan taşınmazda malik olmadığı gerekçesi ile reddine dair işlemin iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın, özel hukuk hükümlerine tabi oldukları ve yargı yerinin de adli yargı olduğuna dair görev itirazının idare mahkemesince reddedilmesi üzerine, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemi ile davalı vekili tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Yapılan inceleme sonucunda, TOSB Otomotiv Yan Sanayi ihtisas Organize Sanayi Bölgesi"nin 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu kapsamında kurulduğu anlaşılmıştır.

Bilindiği gibi, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3/b maddesine göre organize sanayi bölgeleri "..Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynaklan rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini," ifade etmektedir. Aynı Kanunun 5/1 maddesinin "OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yaran kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri (...) yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.” hükmü ve 8. maddesinde geçen, “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir./ Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir./Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzen düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararlan çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.” şeklindeki hükümler karşısında, organize sanayi bölgeleri yönetimlerinin özel hukuk tüzel kişiliği olduğu tartışmasızdır.

Yine anılan Kanunun 25/5 maddesine göre de organize sanayi bölgelerinin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükmü bulunmaktadır.

Hukuk uygulamasında "tüzel kişiler, belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bağımsız bir varlık şeklinde örgütlenmiş, haklara ve borçlara sahip olabilen kişi ve mal topluluklarıdır. Tüzel kişiler, “özel hukuk tüzel kişileri” ve “kamu hukuku tüzel kişileri” olmak üzere ikiye ayrılır. Özel hukuk tüzel kişileri, özel hukuka tâbi olan tüzel demekler, vakıflar, şirketler böyledir." (Kemal Gözler, 5018 Sayılı Kamu M a Fi Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve 6085 Sayılı Yeni Sayıştay Kanununda Kullanılan Genel Yönetim, Merkezi Yönetim, Kamu İdareleri Terimleri Hakkında Bir Eleştiri" (AÜHFD, 60 (4) 2011: 838-839).

Şu halde, özel hukuk tüzel kişiliklerinin kamusal amaçla ve kanunla kurulmuş olmaları, onların faaliyetlerinin kamu hukuku kurallarına göre yürüttükleri ve tek taraflı kamu gücü kullanarak ortaya koydukları idari eylem ve işlemlerden sayılmasını gerektirmemektedir. Nitekim kanun koyucu da, bu konudaki iradesini, yukarıda açıklanan yasa hükümleri ile bu kurumların faaliyetlerinin ticari alanda özel hukuk hükümlerine göre yürüttüklerini ve şirketler/dernekler hukuki statüsüne tabi olduklarını belirterek ortaya koymuş bulunmaktadır.

Kanun koyucunun bazı durumlarda özel hukuk tüzel kişiliği olarak yapılandırdığı kurumlara kamu kurumu niteliği tanıdığı, ancak bunu kuruluş yasasında ayrıca belirtme gereği duyduğu da bir gerçektir. Örneğin, 25 Haziran 2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 1. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Türkiye Iş Kurumu, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olup, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliği haiz, idari ve malî bakımdan özerk bir kamu kurumudur”. Ancak, 4562 sayılı Kanunda bu kurumun bir kamu kurumu olduğuna dair belirtmede bulunulmamakta, aksine, kuruluş amacının daha ziyade sanayi alanındaki üretime dayalı serbest ticari faaliyetin organizesine yönelik özel hukuk hükümlerine tabi bir kuruluş oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Elbette ki her özel hukuk tüzel kişiliğinin faaliyet alanının sonuçta insan yaşamını dolayısı ile toplumu ilgilendirmesi oranında kamusal yanı olması da tartışmasızdır. Ancak kamusal her faaliyet ve organizasyonunda kamu hukuku kural ve ilkelerine tâbi olacağı söylenemez. "Genel kurul toplama hakkını elde eden organize sanayi bölgelerinin özel hukuk tüzel kişisi olduğu ve işleyişin özel hukuk hükümlerine göre yürütüleceği, organize sanayi bölgeleri organlarının işleyişinin Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri doğrultusunda gerçekleşeceği konusunda duraksama bulunmamaktadır." (Yrd. Doç. Dr. Nusret İlker ÇOLAK, "Organize Sanayi Bölgelerinin Hukuki Niteliği ve Kamulaştırma Yetkisi Hukuk Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi", Haziran, 2005, S. 40, paragraf 38.).

Yukarıdaki açıklamalara göre, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde faaliyet gösteren davacı D.Petrokimya Ürünleri San ve Tic. A.Ş. Vekilinin yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptaline ilişkin davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.” demek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 10. ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.7.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. ve 13. maddelerinde öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı D.Petrokimya Ürünleri San ve Tic. A.Ş."nin, davalı G. Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan 4034 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davacı şirket tarafından inşa edilen yapı için yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, davacı şirketin anılan taşınmazda malik olmadığı gerekçesi ile reddine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiş; Değiştirilen, Eklenen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler başlıklı 85. maddesinin h bendinde, «…12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

         Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır…»,

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4.maddesinin altıncı fıkrasında  “(Değişik fıkra: 3/7/2005-5393/85 md.) Yürürlüğe giren (…) imar planına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir, İşyeri açma ve çalışma ruhsatın verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.”

            5. maddesinde - “(Değişik: 4/7/2012-6353/20 md.) OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.

            Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir.” hükmü yer almakta olup, 12.04.2000 günlü, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun, 04.07.2012 günlü, 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 20.maddesiyle değiştirilen 5.maddesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Danıştay Altıncı Dairesi tarafından yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi 31.10.2013 gün, E:2013/49, K:2013/125 sayılı kararı ile özetle; 04.07.2012 günlü, 6353 sayılı Kanun’un 20.maddesiyle değiştirilen 5.maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘’… yapabilen veya … ‘’ sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

8. maddesinde - “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir.

Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.

            Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.” hükümlerine yer verilmiştir.

            Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi’nin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğu ve özel hukuk tüzel kişilerince tesis edilen işlemlerin yargısal denetiminin adli yargı yerlerince yapılacağının açık olduğu gözetildiğinde, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan 4034 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davacı şirket tarafından inşa edilen yapı için yapı kullanma izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, davacı şirketin anılan taşınmazda malik olmadığı gerekçesi ile reddine dair işlemin yargısal denetiminin de adli yargı yerine ait olduğu açıktır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Kocaeli 1.İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı G.Plastikçiler Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Kocaeli 1.İdare Mahkemesince verilen 20.11.2014 gün ve E:2014/747 sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 6.7.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

 

Hemen Ara