Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1924 Esas 2022/3998 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1924
Karar No: 2022/3998
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1924 Esas 2022/3998 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, bir karşılıklı boşanma davasında, davalı-karşı davacı kadının tazminat ve nafakaların miktarı ile ilgili talebini reddetti. Ancak, ziynet alacağı davası için yöneltilen temyiz dilekçesinin reddedilmesi gerektiğine karar verdi. Ziynet alacağı miktarı 3.440 TL olduğundan, 6100 sayılı HMK'nın 362.maddesi gereği temyiz edilemez. Karar ayrıca davacı-karşı davalı kadının aldığı yoksulluk nafakasının daha uygun bir miktar ile takdir edilmesi gerektiği ve maddi ve manevi tazminatların da daha uygun bir miktarla belirlenmesi gerektiği konusunda hükmün bozulması gerektiği şeklinde karara bağlanmıştır.
Kararda bahsedilen kanun maddeleri şu şekildedir:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi, \"Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez.
- 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1, temyiz parasal sınırlarının her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılmasını öngörmektedir.
- Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, hakkaniyet ilkesiyle ilgili hükümler içermektedir.
- Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri, tazminatların miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak hususları düzenlemektedir.
2. Hukuk Dairesi         2022/1924 E.  ,  2022/3998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarı ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
    6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "78.630 TL" olarak belirlenmiştir.
    Somut olayda talep edilen ziynet alacağının miktarı 3.440 TL olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Davacı-karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
    3- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda 3. ve 4. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 27.04.2022 (Çrş.)













    Hemen Ara