Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1822 Esas 2022/4022 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1822
Karar No: 2022/4022
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1822 Esas 2022/4022 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/1822 E.  ,  2022/4022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile yararına hükmedilen tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile velâyet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı erkek tarafından süresi içerisinde "Kusur belirlemesi ve tazminatlar " yönünden, davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla "Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, yararına hükmedilen tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı ile velayet düzenlemesi" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; katılma yoluyla istinaf başvurusunun asıl istinaf başvurusuna sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle davalı erkeğin boşanma ve iştirak nafakasına yönelik hükümleri istinaf etmediğine göre, kadının bu hükümler yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı gerekçesiyle kadının, lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ve velayet düzenlemesi dışındaki istinaf başvurusunun incelenemeyeceği belirtilerek, kadının "Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi ve iştirak nafakasının miktarına" yönelik katılma yolu ile istinaf talebinin esası incelenmeksizin reddine, kadının "Velayet düzenlemesi ve tazminatların miktarına" yönelik katılma yoluyla istinaf talebinin kabulüne, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Katılma yoluyla istinaf, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan kanun maddesi; “(1) İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. (2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.” hükmünü içermektedir.
    Somut olayda, her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacı kadının "Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi ve iştirak nafakasının miktarı" yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönlere ilişkin istinaf talebinin esası incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de; hüküm davalı erkek tarafından istinaf edildiğine göre, davacı kadının, davalı erkeğin istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla hükmü bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, davacı kadının "Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi ve iştirak nafakasının miktarına" yönelik katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348. maddesinin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu yönlerden inceleme dışı bırakılmak suretiyle usûlden reddi doğru olmadığı gibi, kadının "Reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına" yönelik istinaf talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.04.2022 (Çrş.)











    Hemen Ara