Esas No: 2022/2202
Karar No: 2022/4166
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2202 Esas 2022/4166 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/2202 E. , 2022/4166 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ziynet ve çeyiz alacağı davasının kısmen kabulü ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (6100 s. HMK. m. 190/1).
Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesi ile dava konusu ziynetlerin erkeğin ailesi tarafından alındığını ve kendisine verilmediğini, üç bileziğin erkeğin iş bulamaması nedeni ile, dört bileziğin erkeğin ailesine ait arsa üzerine ev yapımında kullanılması nedeni ile rızası dışında bozdurulduğunu, tarafların yapılan eve taşınmasından sonra ise beş bileziğin daha bozdurularak parasının erkeğin hesabına yatttığını ileri sürmüştür. Davalı-karşı davacı erkek ise kadından ziynet eşyalarını talep etmediğini, bozdurmadığını, bunların kadında olduğunu belirtmiştir. İlk derece mahkemesince, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı-karşı davacı erkeğin zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan, söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
Davacı-karşı davalı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını veya bozdurulduğunu ispat yükü altındadır.
Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde olay günü davalı-karşı davacı erkek evde uyurken yürüyüşe çıktığını, erkeğin “sen neredesin, nasıl dışarı çıkarsın” diyerek kadını ölümle tehdit ettiğini, bunun üzerine korkarak dayısının evine sığındığını belirtmiştir. Davalı-karşı davacı erkek ise olay günü kadına nerede olduğunu sorduğunda, kadının “sana hesap mı vereceğim” dediğini, elindeki su ısıtıcısını yere atıp erkeğe tükürerek evden ayrıldığını belirtmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı kadın ziynet eşyalarının düğünden sonra erkeğin ailesi tarafından elinden alındığını ve bir kısmının erkek ve ailesi tarafından bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı-karşı davacı erkek ise ziynetlerin kadının tasarrufunda olduğunu belirtmiştir. İlk derece mahkemesince tarafların kavga etmesi üzerine kadının evi terk ettiği, evi terk ettikten sonra ilk olarak kadının dayısı ve eşi olan tanıkları ...’ın konutuna gittiği, tanıklardan Rehber’in kadının sadece üzerinde kıyafeti ile geldiğini, tanıklardan ...’nin ise kadının sadece elinde cüzdanı ve telefonu ile geldiğini belirttiği anlaşıldığından kadının müşterek evi terk ederken yanına herhangi bir ziynet eşyası almadığı sonucuna ulaşılarak ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı-karşı davacı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiş ise de; davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesi ile dava konusu ziynetlerin erkeğin ailesi tarafından alındığını ve kendisine verilmediğini, üç bileziğin erkeğin iş bulamaması nedeni ile, dört bileziğin erkeğin ailesine ait arsa üzerine ev yapımında kullanılması nedeni ile rızası dışında bozdurulduğunu, tarafların yapılan eve taşınmasından sonra ise beş bileziğin daha bozdurularak parasının erkeğin hesabına yatttığını ileri sürmüş olup davalı-karşı davacı erkek ise kadından ziynet eşyalarını talep etmediğini, bozdurmadığını, ziynet eşyalarının kadında olduğunu belirtmiştir. Davacı-karşı davalı kadının tanıkları, kadın tarafından dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde ziynetlerin elinden zorla alındığına veya bozdurulduğuna yönelik beyanlarda bulunmamışlardır. Bununla birlikte kadının dava dilekçesinde iddia ettiği beş adet bileziğin erkeğin hesabına yattığı hususu da ispatlanamamıştır. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince, kadının olay günü erkeğin tehdidi nedeni ile kadının müşterek eve dönmeyerek dayısının evine gittiği ve dayısı ve eşinin de kadının yanında ziynet eşyası bulunmadığına ilişkin ifadeleri hükme esas alınmış ise de; her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere tarafların daha önce de birden çok kez ayrılıp barıştıkları, boşanmaya neden olan olaylarda taraflara yüklenen kusurlara bakıldığında davacı-karşı davalı kadına yüklenen kusurlardan birinin “gereğinden uzun süreler dışarıda kalma” olduğu ve davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağını ispat yönünden yemin deliline de dayanmadığı ve iddiasını ispata yarar delil sunmadığı değerlendirildiğinde, davacı-karşı davalı kadının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece ziynet alacağı davasının reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne yönelik hükmedilen vekalet ücretine ilişkin yeniden hüküm kurulacağından buna ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 09.05.2022 (Pzt.)