Esas No: 2021/1358
Karar No: 2022/2968
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1358 Esas 2022/2968 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1358 E. , 2022/2968 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının işlettiği otelde ... isimli bir otel müşterisinin çimenlik alanda yürürken doksan santimetre derinlikte kapağı kapatılmamış tesisat bölmesine düşerek sağ ayak bileğinden yaralandığını, dava dışı ... tarafından tatili organize eden müvekkiline dava açıldığını, müvekkilinin de İngiliz Hukukunda düzenlenen “üçüncü tarafa açılan tazminat davası” şeklinde ek dava açarak davalıyı davalı sıfatıyla dahil ettiğini, müvekkilinin yargılama sırasında dava dışı ..’in zararını tazmin etmesi sebebiyle ilamda davalı tarafından müvekkili şirkete 158.638,57 İngiliz Sterlini ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, İngiltere Manchester Mahkemesi 0MA25754 nolu, 19 Ağustos 2014 tarihli kararının tanınması ve tenfizine, hükmedilen meblağın ilam tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iki ülke arasında tanıma ve tenfiz konusunda bir anlaşma veya fiili uygulamanın mevcut olmadığını, Türk yargı sisteminde tazminat davalarının zenginleşme ve cezalandırma amaçlı olmayıp zararın tazminine yönelik olduğunu, somut olaya ilişkin kararda, Türk Hukukunun özellikle bu davalar bakımından vazgeçilmez kabul ettiği keşif ve bilirkişi incelemesine gidilmediğini ve temel Türk Hukuku prensiplerinin ihlal edildiğini, kararda gerekçe gösterilmediğini, müvekkilin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kusur durumunu tespit edilmediğini, kararın müvekkiline tebliğ edilmediğini, MÖHUK’un 34.maddesi uyarınca Türk Mahkemelerinin münhasıran yetkili olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin Türkiye'de olması sebebiyle sözleşmeden veya haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlık hakkındaki davada Türk Mahkemelerinin milletlerarası ve münhasıran yetkisinin mevcut olduğunu, karara bakıldığında müvekkilinden talep olunan bedelin neredeyse %70’inin yargılama gideri olduğunu, bu hususun da Türk kamu düzeni ile bağdaşmadığını, İngiliz Mahkemesinde görülen davada davacının, davalı sıfatıyla bulunduğunu, müvekkil şirketin ise üçüncü şahıs sıfatıyla davada yer aldığını, İngiliz Mahkeme ilamının kesinleşen Mahkeme ilamı niteliğinde olmadığını ve icraya konu edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, kararların taraflar arasındaki alacak davasıyla ilgili oldukları, İngiltere ile Türkiye arasında fiili bir karşılıklılık ilkesinin her iki ülke yönünden gerçekleştiği, diğer tanıma ve tenfiz koşullarının da mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesince tenfize konu kararın gerekçeli olmamasının sonuca etkili olmadığı, Manchester ilçe mahkemesinin kararında, davacının davalı olarak gösterildiği, davalının ise 3. kişi olarak sıfatlandırıldığı, duruşma yapılmaksızın hüküm kurulduğu, hükmün taraflara tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, tarafların hükmü değiştirmek ve geçersiz kılmak hakkına sahip olduğunun ilamda bildirildiği, davalının zarar ve masrafı 28 gün içinde 3. tarafça ödenmesine dair hüküm kurulmuş ise de, davalı olan somut olayda davacının zararı karşılayıp karşılamadığı ve ödeme yapıp yapmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, davanın davalı otelinde kalan dava dışı konuğunun yaralanması sebebi ile açılan tazminat istemine ilişkin olup kanun koyucunun, haksız fiille başkasına zarar veren kişiyi medeni olarak cezalandırmayı veya zarar göreni zenginleştirmeyi amaçlamadığı, tazminatın duruma ve kusura göre belirleneceği, cezalandırıcı bir yönü de olan tazminata ilişkin hükümlerin yer aldığı yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilemeyeceği, verilen kararın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 49 ve devamında öngörülen hükümlerle bağdaşmadığı, haksız fiile dayalı tazminat davalarının haksız fiilin vuku bulduğu yerde açılması gerektiği ve kararın icra edilebilir olmadığı gibi davalı olan ve tenfize konu kararda 3. kişi olarak gösterilen tarafın karara karşı yasal yollara başvuru hakkının gösterilmediği ve savunma hakkının sınırlandırıldığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kadırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesince dosya kapsamından tanıma ve tenfizi istenen Manchester ilçe mahkemesi kararının taraflara tebliğ edilip edilemediği anlaşılamadığından davalının savunma hakkının kısıtlanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kararda diğer gerekçelere de yer verilmesi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HMK'nun 370/4 maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, HMK'nun 370/4 maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin değiştirilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.