Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3162 Esas 2022/4464 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3162
Karar No: 2022/4464
Karar Tarihi: 16.05.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3162 Esas 2022/4464 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen ve boşanma davasında kadının manevi tazminat ve nafaka miktarları ile nafakaların ÜFE oranında artırılması gerektiği yönündeki talebinin reddedilmesine yönelik karar temyiz edilmiştir. Kararda, zina hukuksal sebebine dayanan boşanma davalarında altı aylik hak düşürücü sürenin son eylem tarihinden başlayacağı belirtilmiştir. Mahkeme ayrıca, kadın yararına takdir edilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının az olduğunu ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak daha uygun miktarda tazminat ve nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi hakkaniyet ilkesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri de kararda vurgulanmıştır. Kararın kısmen bozularak ilk derece mahkemesine gönderilme kararı alınmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, hakkaniyet ilkesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri
2. Hukuk Dairesi         2022/3162 E.  ,  2022/4464 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından manevî tazminat ve nafaka miktarları ve nafakaların ÜFE oranında artırılması gerektiğine yönelik, davalı erkek tarafından ise kadının boşanma davası ve ferilerinin kabulüne yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayanan boşanma davalarında yasada öngörülen altı aylık hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda davacı kadın, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışını daha önceden öğrenmiş olsa da; davalı erkeğin bir başka kadınla yaşamasının devamlılık arz ettiği ve bu birliktelikten çocuklarının olduğu ve bu durumda zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihinden başlayacağı düşünülmeden hak düşürücü süreden davanın reddedilmesi doğru değil ise de bu durum temyiz edilmediğinden eleştirilmekle yetinilmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu' nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu' nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
    3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge adliye mahkemesince Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.16.05.2022 (Pzt.)


    Hemen Ara