Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/8442 Esas 2022/4484 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8442
Karar No: 2022/4484
Karar Tarihi: 16.05.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/8442 Esas 2022/4484 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yabancı mahkeme kararının kesin hüküm niteliği taşımadığı tespit edilmiştir. Maddi anlamda kesin hüküm oluşabilmesi için dava sebepleri, dava tarafları ve dava konusu malların aynı olması gerektiği kanun maddeleri ile belirtilmiştir (6100 sayılı HMK'nin 303. maddesi). Yabancı mahkeme kararının kesin hüküm niteliği taşımadığından, davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Karar bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı olarak yazılmamıştır.
2. Hukuk Dairesi         2021/8442 E.  ,  2022/4484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
    Kesin hüküm, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda dava şartı olarak kabul edilmiştir. Buna göre kesin hüküm, 6100 sayılı HMK'nin 303. maddesinde "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder..." hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre kesin hükümden bahsedebilmek için; a) davanın taraflarının aynı olması b) dava sebeplerinin aynı olması ve c) dava konusunun aynı olması gerekir. Tarafların aynı olmasından anlaşılması gereken; her iki davada da tarafların aynı kişiler olması anlamına gelir.
    Maddi anlamda kesin hükmün, taşıdığı niteliğin gereği olarak, iki sonucu bulunmaktadır: kararın kesin delil teşkil etmesi ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple dava açılması halinde karşı tarafın kesin hüküm itirazında bulunabilmesidir. İşte yabancı mahkeme kararının tanınmasının hukuki gerekçesini, kararın kesin hüküm kuvveti oluşturmaktadır.
    Tanıma; “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise; “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır.
    Somut olayda, yabancı mahkeme kararının ‘’2.6’’ numaralı ‘’Mal Paylaşımı‘’ başlıklı maddelerden ‘’2.6.2’’ numarada yer alan maddelerin davaya konu malları kapsadığını kabul etme olanağı bulunmamaktadır. İlgili maddelerde yer alan hükümlerle tarafların Hollanda ülkesindeki banka hesapları, taşınmazları ve aracının paylaşıma dahil edildiği, ilgili yabancı mahkeme kararının yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca tanınmasıyla kesin hüküm etkisi doğurabilmesi için Türkiye’de yer alan dava konusu malların ismen, adet ve sayı, ada ve parsel numaralı ile tek tek açık bir biçimde sıra numarası ve nitelikleriyle yer alması gerektiği, söz konusu yabancı mahkeme kararında böyle bir duruma rastlanılmadığı anlaşılmaktadır.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında yabancı mahkeme kararının eşlerin evlilik birliği içerisinde alınan ve dava dilekçesinde açıklanan malları kapsadığının, dava konusunun aynı olduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, kesin hüküm niteliği taşımadığı, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması yukarıdaki açıklamaların göz önünde tutulması, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden
    önce mi yoksa katılma alacağının geçerli bulunduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallar mı olduğu hususunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması buna göre değerlendirmenin yapılması, ondan sonra toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 16.05.2022 (Pzt.)
















    Hemen Ara