Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/2341 Esas 2022/2948 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2341
Karar No: 2022/2948
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/2341 Esas 2022/2948 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı yüklenici ile arasında sağlık ve turizm tesisi inşaatına ilişkin bir sözleşme nedeniyle alacak uyuşmazlıkları bulunan davacı vekili, İZTO Tahkim Heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf mahkemesi, bilirkişi raporu üzerine itiraz süresinin beklenmeden karar verilmesinin tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu gerekçe göstererek hakem kararının iptaline karar vermiştir. Ancak temyiz incelemesinde hakem heyeti kararının tarafların savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle iptal edilmesinin hatalı olduğu ve dava konusu uyuşmazlık çözümünün taraflar arasında anlaşılarak tahkim yargılamasıyla yapıldığı belirtilerek hakem heyeti kararının iptaline dair hüküm bozulmuştur. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise HMK'nun 439, 407 ve 412. maddeleridir. Tahkim sözleşmesi tarafların uyuşmazlıklarını özel kişilere bırakıp çözümünü sağladığı bir sözleşmedir. İptal davası tahkim kararlarına karşı açılabilecek tek dava türüdür ve bu dava HMK 439. maddesinde düzenlenmiştir. İddia ve savunma hakkı ise Anayasa'nın 36. maddesinde yer almakta ve HMK'nun 27. maddesi ile usul hukukuna yansımıştır.
6. Hukuk Dairesi         2022/2341 E.  ,  2022/2948 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi(İlk Derece)

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı yüklenici ile aralarında sağlık ve turizm tesisi inşaatına ilişkin eser sözleşmesi nedeniyle alacak uyuşmazlıkları bulunduğunu, tahkim heyetine başvurduklarını, tahkim yargılaması sırasında bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi raporunun tebliğinden sonra itiraz süresinin dolması beklenmeksizin tahkim heyetince esastan karar verildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İZTO Tahkim Heyetinin 2019/6 Tahkim 2021/4 K ve 04.05.2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, tahkim heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, hakem heyeti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edildiğini, davacının savunma hakkının kısıtlanmasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İstinaf mahkemesince, tahkim yargılaması sırasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunun taraf vekillerine 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık bilirkişi raporuna itiraz süre sona ermeden 04.05.2021 günü esastan karar verildiği, bu durumun HMK 439/2-f bendinde yer alan tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ilgili hakem kararının iptaline karar verilmiştir.
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    Dava, HMK 439. maddesi gereğince açılmış hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Onbirinci Kısmında "Tahkim" düzenlenmiştir. Düzenlemeye aynı yasanın 407 vd. maddelerinde yer verilmiştir. Tahkimin niteliği, doktrinde genel olarak, bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın, anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere bırakmaları, uyuşmazlığın bu özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanması olarak tanımlanmıştır. Tahkim Sözleşmesine aynı yasanın 412. maddesinde de yer verilmiştir. Bu maddeye göre; tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşma olarak nitelendirilmiştir.
    Yasanın 439. maddesinde "iptal davasını" düzenlenmiştir. Maddede hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği belirtilmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Devamında, iptal davasının tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği, iptal davasının bir ay içinde açılabileceği, “5.” bentde iptal talebinin, davaya bakan bölge adliye mahkemesinin aksine bir karar vermedikçe dosya üzerinden incelenerek karara bağlanacağı, “6.” bentde ise, iptal davası hakkında verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439. maddesinde hangi şartlarda hakem kararlarının iptal edileceği dokuz bent halinde sayılmıştır. Bu maddeye göre; ”a” bendinde, tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu, “ b” bendinde, hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu kısımda öngörülen usule uyulmadığı, “c” bendinde, kararın tahkim süresi içinde verilmediği, “ç” bendinde, hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği, “d” bendinde, hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı, “e” bendinde tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması halinde, bu kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu, “f” bendinde, tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği, “ g” bendinde, hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı ve “ğ” bendinde ise, kararın kamu düzenine aykırı olduğu tespit edilirse hakem kararlarının iptal edilebileceği belirtilmiştir.
    Savunma hakkı Anayasamızın "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
    İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hukuki dinlenilme haklı" başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkını" da içerdiği vurgulanmıştır.
    Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi, delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
    Somut olayda dosyanın incelemesinden; hakem yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunun taraf vekillerine 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 04.05.2021 tarihinde bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi verildiği, hakem heyetince davacı vekilinin itirazları reddedilerek aynı gün olan 04.05.2021 tarihinde hakem heyetince karar verildiği anlaşılmaktadır. İstinaf mahkemesince her ne kadar davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz süresi dolmadan hakem heyetinin karar vermesinin tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, hakem heyetince yapılan yargılamada davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi süresi içerisinde hakem dosyasına ibraz edildikten sonra karar verilmiş ve dava dilekçesinde de bilirkişi raporuna itirazlarına ek olarak sunacakları somut bir itiraza yer verilmemiştir. O halde davalı vekilinin savunma hakkının kısıtlandığı kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hakem heyeti kararının iptaline dair hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara