Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2596 Esas 2022/4476 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2596
Karar No: 2022/4476
Karar Tarihi: 16.05.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2596 Esas 2022/4476 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/2596 E.  ,  2022/4476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarları ile velâyet yönünden; davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 2002 doğumlu ortak çocuk Murat Erdemin inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
    3-Boşanma veya ayrılık durumunda çocuk kendine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m. 182). Ne var ki, kendisi yoksul olan taraf tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulamaz. Toplanan delillerden davalı kadının ev hanımı olup herhangi bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde kadının velâyeti davacı babaya verilen ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA,bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerin ise (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 16.05.2022 (Pzt.)


    Hemen Ara