Esas No: 2018/146
Karar No: 2018/146
Karar Tarihi: 2/2/2022
AYM 2018/146 Başvuru Numaralı MOHAMED ABOUEL YAZID HAMADA Başvurusuna İlişkin Karar
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MOHAMED ABOUEL YAZID HAMADA BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/146) |
|
Karar Tarihi:2/2/2022 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Basri BAĞCI |
Raportör |
: |
Gizem Ceren DEMİR KOŞAR |
Başvurucu |
: |
Mohamed Abouel Yazıd HAMADA |
Vekili |
: |
Av. Çiğdem TEMEL ÖNDER |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye çıkış yapılmak istenmemesine karşın ülkeye alınmama ve havalimanındaki transit alanda tutulma nedeniyle kötü muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/1/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Mısır vatandaşı olup Müslüman Kardeşler adlı örgüte üye olduğu gerekçesi ile Mısır"da aylarca tutuklu kaldığını ve bu süre zarfında ağır işkencelere maruz kaldığını beyan etmektedir.
8. Başvurucu, ceza infaz kurumundan bırakılır bırakılmaz Rusya"ya kaçtığını ve uluslararası koruma talebinde bulunduğunu ancak uluslararası koruma talebi reddedilerek Türkiye"ye sınır dışı edildiğini beyan etmektedir.
9. Başvurucu, Türkiye"ye geldiğinde kabul edilemez yolcu salonunda tutulmuştur. Başvurucu, uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş; başvurucunun uluslararası koruma başvurusu reddedilmiştir.
10. Başvurucu 4/1/2018 tarihinde, ülkesine geri gönderilebileceği ihtimalini belirterek tedbir talepli bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. 4/1/2018 tarihinde Anayasa Mahkemesi, başvurucunun ülkesine geri gönderilmesi işleminin süreli olarak durdurulması yönünde tedbir karar vermiştir.
12. Yine Anayasa Mahkemesi 5/2/2018 tarihinde tedbir kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
13. Ankara 1. İdare Mahkemesi 27/6/2018 tarihinde uluslararası koruma talebinin reddine dair kararın iptaline karar vermiştir.
14. 29/1/2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından başvurucu vekilinden başvurucunun güncel durumu hakkında bilgi istenmiştir.
15. Başvurucu vekili 14/2/2020 tarihinde sunduğu dilekçe ile başvurucunun İstanbul"da serbest bırakılmış olduğu, başvurucu hakkında verilen uluslararası koruma başvurusunun reddine ilişkin kararların iptal edildiği bilgisini vermiştir. Başvurucu hakkında verilmiş herhangi bir sınır dışı kararından söz etmemiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38; T.T., B. No: 2013/8810, 18/2/2016, §§ 22-25; B.T. [GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017, §§ 19-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Anayasa Mahkemesinin 2/2/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
18. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak, geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu; ülkesine geri gönderildiği takdirde hayatının tehlike altında olacağını, kötü muamele görme riskiyle karşı karşıya kalacağını belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
2. Değerlendirme
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
21. Somut olayda, başvurucunun Türkiye"ye girişine izin verilmemesi ve uluslararası koruma başvurusunun reddedilmesi üzerine bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmakta olup ilerleyen süreçlerde başvurucunun İstanbul"da serbest bırakılmış olduğu anlaşılmıştır. Başvurucu hakkında hâlihazırda verilmiş bir sınır dışı etme kararı bulunmamaktadır.
22. Somut olayda, başvurucunun kötü muameleye maruz kalınma riski bulunduğu iddia edilen ülkeye sınır dışı edilmesine dair bir işlem tesis edilmemiş olduğu dikkate alındığında kötü muamele yasağına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
24. Başvurucu, Atatürk Havalimanı"nda kabul edilemez yolcu alanında tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
25. Başvurucunun tutulmakta olduğu kabul edilemez yolcu salonundan belirlenemeyen bir tarihte çıkışının sağlandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla somut olayda ihlal sonucuna varılsa bile başvurucunun kabul edilemez yolcu salonundan çıkarılmış olması nedeniyle bu sonucun başvurucunun mevcut durumuna bir etkisinin olması mümkün görünmemektedir. Zira bu durumda bireysel başvuru kapsamında verilecek bir ihlal kararı ancak başvurucu lehine tazminata hükmedilmesi sonucunu doğurabilecektir. Bu durumda tutulmanın hukuki olmaması nedeniyle başvurucunun tazminat elde edebileceği ve bireysel başvurudan önce tüketebileceği bir başvuru yolunun bulunup bulunmadığı önem taşımaktadır (Mohamed Khaled Alswadane, B. No: 2016/1508, 20/4/2020, § 32).
26. Anayasa Mahkemesinin B.T. kararında; hiçbir idari işlem ve eyleme dayanılmadan, hukuka aykırı biçimde tutulan yabancılar yönünden tam yargı davasının etkili hukuk mekanizması olduğu belirtilmiştir. Anılan kararda, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinin idari işlem veya eylem türleri yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından idari fonksiyona giren her türlü işlem veya eylem sebebiyle oluşan zararın tazmininin bu kurala dayanılarak idari yargıda açılacak tam yargı davasıyla istenebilmesi için yeterli bir yasal zemin oluşturduğu vurgulanmıştır (B.T., §§ 52, 54, 74).
27. Bu durumda 2577 sayılı Kanun"un 2. maddesi dikkate alındığında somut olayda başvurucunun maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır (U.U., B. No: 2014/2114,19/12/2017, § 37).
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. 14/2/2020 Tarihinde Sunulan Dilekçede İleri Sürülen Diğer İhlal İddiaları
29. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası gereği başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yapılması gerekir.
30. Somut olayda, başvurucunun güncel durumu hakkında bilgi istenmesi üzerine başvurucu vekilinin 14/2/2020 tarihinde sunduğu dilekçede, ilk dilekçede belirttiğinden farklı birtakım ihlal iddiaları ileri sürmüştür. Anılan ihlal iddiaları kabul edilemez yolcu alanındaki tutma koşullarının kötü olduğu, uluslararası koruma başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın uzun sürdüğü ve başvurucunun ülkeye alındıktan sonra idari gözetim altına alınması hususlarına ilişkindir.
31. Başvurucunun ilk başvuru dilekçesinde ileri sürmediği hususlar bakımından ayrıca bir değerlendirme yapılmayacaktır. Aksinin kabulü hâlinde bir kez bireysel başvuru yapıldıktan sonra başvuru sonlandırılıncaya kadar başvuru dosyasına her türlü iddia ve talebin sunulması kaçınılamaz bir hâl alır ve bireysel başvuru için öngörülen otuz gün kuralı anlamsızlaşır (benzer yöndeki karar için bkz. Ümüt Demir, B. No: 2012/1000, 18/9/2014, § 31).
32. Açıklanan gerekçelerle başvuru konusu olayda başvurucunun ek beyan dilekçesindeki iddiaları ve vakıalar otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra ileri sürüldüğünden başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Diğer ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 2/2/2022tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.