Esas No: 2022/1769
Karar No: 2022/4625
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1769 Esas 2022/4625 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/1769 E. , 2022/4625 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamında açılan boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davalı erkek hakkında davacı kadının eylemi neticesinde meydana gelen yaralamanın davacı kadının kendisini savunmaya çalışmasından kaynaklandığı, aksi durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, böylelikle de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin, davacı kadından daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 300’er TL iştirak nafakası ile davacı kadın yararına aylık 250TL yoksulluk nafakasına, 15.000TL maddî ve 5.000TLmanevî tazminata hükmedilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı kadın tarafından nafaka ve tazminatların miktarı, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevi tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince kadının yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davacı kadın yararına aylık 400TL yoksulluk nafakası ile 20.000TL maddî, 20.000TL manevî tazminat verilmesine, davacı kadının sair, davalı erkeğin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Derece mahkemelerince tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, davalı erkeğin davacı kadın fiziksel şiddet uyguladığından bahisle, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha ziyade kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, taraflar arasında ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/486 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde davalı erkeğin sağ göğüs yan tarafında 6. kesitte ısırılmak sureti ile yaralanması nedeni ile kadın hakkında eşe karşı kasten yaralama suçundan, keza davalı erkek hakkında da sağ ve sol kolda ekimoz oluşmasına sebep olacak şekilde eşe karşı kasten yaralama suçundan cezaladırılmalarına karar verildiği, ceza mahkemesi kararının 08.06.2017 tarihinde kesinleştiği, derece mahkemelerinin kabulünün aksine davacı kadının ceza mahkemesi ilamı ile sabit kabul edilen eşe karşı kasten yaralama eylemine ilişkin olarak meşru müdafaaya ilişkin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinin tatbik edilmediği, dolayısıyla tarafların fiziksel şiddet eylemlerinin karşılıklı olduğu ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı uyarınca bu hususun da davacı kadına kusur olarak yüklemesinin gerekeceği, hal böyle olunca, karşılıklı olarak birbirlerine hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayan tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu sonucu davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.18.05.2022 (Çrş.)