AYM 2019/24225 Başvuru Numaralı SADİ YAMAN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2019/24225
Karar No: 2019/24225
Karar Tarihi: 2/2/2022

AYM 2019/24225 Başvuru Numaralı SADİ YAMAN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SADİ YAMAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/24225)

 

Karar Tarihi: 2/2/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Tahir Hami TOPAÇ

Başvurucu

:

Sadi YAMAN

Vekili

:

Av. Ozan KARABULUT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sosyal medyada Mustafa Kemal Atatürk hakkında yaptığı paylaşımlar nedeniyle cezalandırılan başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/7/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. 1968 doğumlu olan başvurucu, Mersin"de ikamet etmektedir.

9. Başvurucu Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde Mustafa Kemal Atatürk hakkında farklı tarihlerde çok sayıda paylaşımda bulunmuştur. Söz konusu paylaşımların kolluğa ihbar edilmesi üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucu hakkında soruşturma başlatılmış ve ardından soruşturma dosyası yetkisizlik kararı ile Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) gönderilmiştir.

10. Başsavcılıkça 22/2/2018 tarihli iddianameyle başvurucunun Atatürk"ün hatırasına alenen hakaret suçundan cezalandırılması talebiyle Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açılmıştır.

11. Yapılan yargılama sonucunda Mahkeme, başvurucunun Atatürk"ün hatırasına alenen hakaret suçundan -aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlendiği gerekçesiyle artırım yaparak- 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

12. Anılan mahkûmiyet hükmüne karşı başvurucu, istinaf talebinde bulunmuş; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi 3/5/2019 tarihli kararı ile istinaf talebinin esastan reddine kesin olmak üzere karar vermiştir.

13. Başvurucu 8/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

14. 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun"un 1. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Atatürk"ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

..."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 2/2/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

16. Başvurucu; Mustafa Kemal Atatürk hakkında sosyal medyada hakaret sınırını aşmadan yorumlar yaptığını, bu eylemleri nedeniyle cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

17. Bakanlık görüşünde; ifade özgürlüğüne yapıldığı iddia edilen müdahalenin 5816 sayılı Kanun"a dayanması nedeniyle kanuni sınırlama ölçütünün karşılandığı, kanuni dayanağı bulunan sınırlamanın Türkiye Cumhuriyeti"nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk"ün kişisel şeref ve itibarına yapılan saldırının önlenmesine yönelik olduğu da gözetildiğinde meşru bir amaç taşıdığı, iddia edilen müdahalenin gerekli ve orantılı olup olmadığının, Anayasa Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin mahkûmiyete ilişkin kararı ve başvurucu tarafından kullanılan ifadeler ile birlikte değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

B. Değerlendirme

18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."

19. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün (İçtüzük) bireysel başvuruların içeriğini düzenleyen “Bireysel başvuru formu ve ekleri” kenar başlıklı 59. maddesinin (2) numaralı fıkrasının bireysel başvurunun yapıldığı tarihteki ilgili kısmı şöyledir:

"(2) Başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır:

...

ç) Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların ... özeti.

d) Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar.

e) Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları.

...

h) Başvurucunun talepleri."

20. 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir (bkz. § 18). Bu kapsamda karmaşık veya zorlama şikâyetler, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki şikâyetler, başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği şikâyetler ile temel haklara yönelik bir ihlalin olmadığı açık olan şikâyetler açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.

21. Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak; hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).

22. Nitekim 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına ilave olarak İçtüzük"ün 59. maddesinde de başvurucuların yükümlülükleri kapsamında şikâyetin maddi ve hukuki temellerine başvuru formu ve eklerinde yer verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiş (bkz. § 19), böylece başvuru koşullarının öngörülebilirliği kuvvetlendirilmiştir.

23. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi, kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa"ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 24).

24. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma, delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir (Cemal Günsel, § 25).

25. Başvurucuların anılan yükümlülüklere uymamaları hâlinde şikâyetlerini temellendiremedikleri için başvuruları açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar. Kuşkusuz başvurucuların bu yükümlülüklere ellerinde olmayan nedenlerle uymamalarının ikna edici gerekçelerini Anayasa Mahkemesine sunmaları ya da Anayasa Mahkemesinin bu durumu işin niteliğinden anlaması hâli müstesnadır (Cemal Günsel, § 25).

26. Somut başvuruda başvurucu, sosyal medyada Mustafa Kemal Atatürk hakkında yaptığı paylaşımlar nedeniyle hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne müdahalenin varlığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.

27. Başvurucu, yaptığı paylaşımlarda kullandığı ifadelerin ifade özgürlüğü korumasından yararlanması gerektiğini ileri sürmektedir. Derece mahkemeleri ise ifadelerin Mustafa Kemal Atatürk"ün Kanun ile korunan manevi şahsiyetine saldırı teşkil ettiği sonucuna ulaşmıştır.

28. Söz konusu müdahalenin temel hakları ihlal edip etmediğinin tespit edilmesi, diğer bir anlatımla Anayasa Mahkemesinin bu başvurunun esasını inceleyebilmesi için başvurucunun yaptığı paylaşımda geçen ifadelerin hangi bağlamda dile getirildiğinin belirli olması gerekmektedir. Ancak bu hâlde Anayasa Mahkemesince başvurucu aleyhine hükmedilen cezanın gözetilen amaç ile makul bir orantılılık ilişkisi içinde olup olmadığı değerlendirilebilecektir. Dolayısıyla somut başvuruda başvurucunun bireysel başvuruya konu ettiği ifadelerin varsa olgusal dayanaklarını, söz konusu ifadeleri niçin sarf ettiğini, ifadelerin dile getirilme şartlarını ve ifadelerin kamuoyunu bilgilendirme değerini kendi bakış açısından ortaya koyması gerekmektedir.

29. Başvurucunun paylaşımlarının kaba ve incitici sözler olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucu bir paylaşımında Mustafa Kemal Atatürk"ün bir çocuğu cinsel yönden istismar ettiğini de ifade ederek ilk bakışta maddi olgu açıklaması olarak nitelendirilebilecek bir iddiada bulunmuştur. İfade özgürlüğü kişilere -kategorik olarak- incitici düşünce açıklamalarında veya bir suç isnadında bulunma hakkı vermez. Başvurucunun kendisinin ve kamu oyunun sahip olduğu haklar karşısında Mustafa Kemal Atatürk"e karşı söylediği sözlere bir ölçüde tahammül edilmesi gerektiğini ortaya koyması gerekir. Bu kapsamda başvurucunun değer yargısı niteliğindeki ifadelerinin olgusal temellerini belirtmesi, maddi olgu niteliğindeki ifadelerini ise kanıtlaması beklenmektedir. Buna karşın başvurucu; paylaşımlarının ifade özgürlüğü korumasından yararlanması gerektiğini yalnızca soyut olarak belirtmekle yetinmiş, başvuru dilekçesinde ifadelerinin maddi olgu mu yoksa değer yargısı mı olduğuna, paylaşımları hangi bağlamda yaptığına, paylaşımlarının hangi sebeplerle ifade özgürlüğünün korumasından yararlanması gerektiğine dair bir açıklama yapmamış ve sözlerinin sebepsiz saldırı teşkil etmediğine dair bir argüman ileri sürmemiştir. Başvurucu, Anayasa Mahkemesinden sunmadığı tüm olay ve olguların resen değerlendirilerek anayasal haklarına yapılan müdahalelerin bir ihlale vücut verip vermediğinin tespit edilmesini istemiştir. Ancak Anayasa Mahkemesinin böyle bir görevi bulunmamaktadır.

30. Sonuç olarak başvurucu, şikâyetlerine konu temel olay ve olgular ile bireysel başvuruya konu ettiği temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini açıklamak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/2/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara