Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3010 Esas 2022/4883 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3010
Karar No: 2022/4883
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3010 Esas 2022/4883 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davası sonucunda davacı kadının tedbir nafakası yönünden temyiz itirazının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verildiğini ancak bu kararın delillerin takdirinde hataya düşülerek alındığını ve doğru bulunmadığını belirtti. Tarafların evlilik birliği süresince müstakil bir konutlarının olmadığı, erkeğin kadına ilgi ve alakasının olmadığı gibi olaylarda kadının kusurlu olduğuna dair kanıtların yetersiz olduğu belirlendi. Bu nedenle, erkeğin boşanma davasının reddedilmesi gerektiği hükmedildi.
Kanun Maddeleri:
- TMK m. 169: Boşanma davası sırasında, eşlerden birinin geçimini sağlamaya yönelik olarak diğer eşten isteyebileceği tedbir nafakasıdır.
2. Hukuk Dairesi         2022/3010 E.  ,  2022/4883 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma - Nafaka

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, asıl davada hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-davacı kadının TMK m. 169 kapsamında hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz itirazı yersizdir.
    2-Asıl dava erkeğin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası, birleşen karşı dava da kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasıdır. Yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesince, kadının “ kaybolan altınlardan sonra alınganlık yaparak tartışma çıkardığı”, erkeğin “bağımsız konut temin etmediği”, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu oldukları kabul edilerek erkeğin boşanma davasının kabulü ile kadının bağımsız tedbir nafakası davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince, kadına “sürekli evi terk ettiği” kusuru, erkeğe de “ilgi ve alaka göstermediği” kusuru eklenerek tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiş ise de;
    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların evlilik birliğinin kurulduğu tarihten fiili ayrılığın gerçekleştiği tarihe kadar geçen 30 yıllık süre zarfında bağımsız ve müstakil bir konutlarının bulunmadığı, erkeğin ailesinin evinde onlarla birlikte yaşadıkları, erkeğin kadına ilgi ve alaka göstermediği gibi yaşanan son olayda kız kardeşinin çalınan altınları nedeniyle kadının sorumlu tutulmasına kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan vakıaların kadına kusur olarak yüklenilmesi doğru bulunmamıştır. Evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine ilişkin ispatlanmış başka bir kusur da bulunmadığından tam kusurlu erkeğin açtığı boşanma davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilip erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, 1. bentte gösterilen sebeple davalı-davacı kadının asıl davada TMK m. 169 kapsamında hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz itirazının reddi ile ONANMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 25.05.2022 (Çar.)

    Hemen Ara