AYM 2020/10211 Başvuru Numaralı KERİM TOSUN Başvurusuna İlişkin Karar

Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2020/10211
Karar No: 2020/10211
Karar Tarihi: 3/2/2022

AYM 2020/10211 Başvuru Numaralı KERİM TOSUN Başvurusuna İlişkin Karar

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KERİM TOSUN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/10211)

 

Karar Tarihi: 3/2/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Kerim TOSUN

Vekili

:

Av. Selçuk KARACA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, konutu terk etmeme adli kontrol tedbiri kapsamında geçen sürelerin hükmolunan hapis cezasından mahsup edilmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 18/3/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

8. Eski Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi olan başvurucu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında 21/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 22/7/2016 tarihinde Ankara 9. Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklanmıştır.

9. Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/10/2016 tarihli kararı ile başvurucunun salıverilmesine ve yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmiştir.

10. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/11/2016 tarihli kararı ile başvurucunun 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (j) bendi gereğince konutunu terk etmemek (elektronik kelepçe takılmak) suretiyle adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir. 30/11/2016 tarihinde başvurucuya elektronik kelepçe takılmıştır.

11. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/11/2017 tarihli iddianamesiyle başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesinde (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) hakkında kamu davası açılmıştır.

12. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin E.2017/76 sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada 22/1/2018 tarihli duruşmada konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına, başvurucunun 5271 sayılı Kanun"un 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca ikametgâhına en yakın mahallî kolluk birimine birer hafta arayla haftanın belli bir günü başvurma adli kontrol tedbirine tabi tutulmasına ve yurt dışına çıkmama adli kontrol tedbirinin devamına karar verilmiştir.

13. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 11/2/2019 tarihinde başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına üye olma suçunu işlediği sabit görülerek neticeten 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 63. maddesi gereğince gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürenin mahsubuna, yurt dışına çıkmama adli kontrol tedbirinin devamına, 5271 sayılı Kanun"un 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendince verilen tedbirin ise kaldırılmasına karar verilmiştir.

14. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2/7/2019 tarihli ilamı ile mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiş, böylelikle mahkûmiyet hükmü anılan tarihte kesinleşmiştir.

15. Başvurucu 29/11/2016 ila 22/1/2018 tarihlerinde 13 ay 24 gün boyunca elektronik kelepçe takılmak suretiyle ev hapsinde kalması nedeniyle bu sürenin mahkûmiyetinden mahsup edilmesini talep etmiştir.

16. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21/1/2020 tarihli ek kararı ile başvurucunun talebi reddedilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"Hükümlünün ...Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 29/11/2016 tarih ve 2016/573 sorgu sayılı kararı ile hakkında CMK 109/3-j maddesi gereği "Konutu terk etmemek (elektronik kelepçe takılmak)" suretiyle adli kontrol tedbiri uygulamasına karar verildiği anlaşılmıştır. CMK.nun 109/6 maddesinde "adli kontrol altında geçen süre şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm maddenin 3. Fıkrasının (e) bendinde belirlenen hallerde uygulanmaz." hükmü karşısında hükümlünün durumunun da madde metninde belirtilen istisnaları kapsamadığı bu nedenle hükümlünün elektronik kelepçe takılmak suretiyle konutu terk etmemek suretiyle uygulanan adli kontrolde geçen sürenin TCK"nın 63. Maddesi gereğince cezasından mahsup edilemeyeceği sonucuna varılmıştır."

17. Başvurucu bu karara itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesi 26/2/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; CMK"nın 109/3-j maddesi gereğince verilen konutunu terk etmemek adli kontrol tedbirinin Denetimlik Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 56/1-h, 57/5 ve 104/1 maddeleri gereğince elektronik kelepçe takılmak suretiyle yerine getirilmesinin mümkün olduğu, CMK"nın 109/6 maddesi gereğince adli kontrol altında geçen sürenin şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilmesinin mümkün olmadığı, bunun tek istisnasının aynı maddenin 3. fıkrasının e bendi gereğince verilen tedbirler olduğu anlaşıldığından hükümlü müdafiinin, hükümlünün elektronik kelepçe takılmak suretiyle konutunu terk etmeme adli kontrol tedbiri altında geçirdiği sürenin mahkûmiyetinden mahsubuna dair talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından itirazının reddine karar vermek gerekmiştir."

18. İtirazın reddi kararı 2/3/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 18/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

19. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Bahadır Öztürk [GK], B. No: 2019/5896, 21/10/2021, §§ 21-29.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Anayasa Mahkemesinin 3/2/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

21. Başvurucu; hukuka aykırı bir şekilde uygulanan ve özgürlükten yoksun bırakma niteliğinde olan konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinde geçen sürelerin hapis cezasından mahsup edilmediğini, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da aykırılık teşkil ettiğini, konutu terk etmeme tedbirinin diğer adli kontrol tedbirleriyle bir tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, seyahat özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Bakanlık görüşünde; başvurucunun sınırlı/dar bir alanda yaşamaya mahkûm olmadığı zira evinin konforunda hayatını idame ettirdiği, bu anlamda evde beraber yaşadığı veya ziyarete gelen kişilerle ilişki kurabildiği ve böylece sosyal hayatını devam ettirdiği, ayrıca başvurucunun kimi durumlarda izinli sayılarak konutunu terk etmesine izin verildiği belirtilerek başvurucunun durumunun Anayasa"nın 19. maddesinin uygulanmasını gündeme getirecek düzeyde özgürlükten mahrum bırakılma hâlini oluşturmayacağı ifade edilmiştir. Bakanlık; anılan tedbirin seyahat özgürlüğünü kısıtladığını, bu durumun ise bireysel başvurunun koruma alanı dışında kaldığını da belirtmiştir.

B. Değerlendirme

23. Anayasa"nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının ilgili kısmı ve üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Şekil ve şartları kanunda gösterilen:

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; ... halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."

24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin mahiyeti itibarıyla bu tedbirin uygulanmasında geçirilen sürelerin infaz edilen hapis cezasından mahsup edilmemesine bağlı olarak koşullu salıverilme süresinin hatalı hesaplanması nedeniyle daha uzun bir süre ceza infaz kurumunda hürriyetinden yoksun bırakılması olduğundan başvurunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir (aynı yöndeki değerlendirme ve uygulama için bkz. Esra Özkan Özakça [GK], B. No: 2017/32052, 8/10/2020, § 61).

25. Anayasa Mahkemesi konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinde geçen sürenin mahkûmiyet hükmündeki süreden mahsup edilmemesine ilişkin olarak Bahadır Öztürk kararında 5271 sayılı Kanun"un 109. maddesinin (6) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle (konutunu terk etmemek yükümlülüğü altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır) konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinde geçen sürenin mahkûmiyet süresinden mahsup edileceğine dair bir düzenleme yapıldığını, bu düzenleme doğrultusunda infaz hâkimliğine başvurulabileceğini, infaz hâkimliğince verilecek kararlara karşı da ağır ceza mahkemesine itiraz edilebileceğini, böylelikle başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolunun devreye girdiğini belirtmiş ve başvuruyu başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Bahadır Öztürk, §§ 40, 41).

26. Somut başvuru yönünden de söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinde geçen sürenin mahkûmiyet hükmündeki süreden mahsup edilmesine dair talebin reddedilmesi dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 3/2/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Hemen Ara