Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4126 Esas 2022/5207 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4126
Karar No: 2022/5207
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4126 Esas 2022/5207 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/4126 E.  ,  2022/5207 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından yararına hükmedilen tazminatların miktarı, birleşen nafakanın artırılması davası hakkında verilen tefrik kararı, reddedilen ziynet alacağı davası ve zina nedeniyle açtıkları boşanma davasının iş bu dosya ile birleştirilmesi taleplerinin reddine karar verilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davalı-karşı davacı kadının "Reddedilen ziynet alacağı" davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
    6100 Sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyla bu miktar "107.090,00 TL" olarak belirlenmiştir.
    Dava konusu reddedilen ziynet alacağının değeri 38.511,00TL olup, bu miktar karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı-karşı davacı kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davalı-karşı davacı kadının "Birleşen nafakanın artırılması davası hakkında verilen tefrik kararına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
    6100 Sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyla bu miktar "107.090,00 TL" olarak belirlenmiştir.
    Dava konusu tefrikine karar verilen birleşen nafaka artırım davasında davalı-karşı davacı kadının kendisi yönünden talep ettiği yıllık toplam nafaka artırım miktarı 9.600,00 TL olup, bu miktar karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı-karşı davacı kadının birleşen nafakanın artırılması davası hakkında verilen tefrik kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3- Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle taraflarca açılan, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda tam kusurlu olduğu kabul edilen davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının ise kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiğinin, verilen iş bu hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından "Kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar" yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise "Yararına hükmedilen tazminatların miktarı, birleşen nafaka artırım davası hakkında verilen tefrik kararı ile reddedilen ziynet alacağı davası" yönünden istinaf edildiğinin, bu durumda kadının davasında verilen "Boşanma hükmünün" taraflarca istinaf edilmeyerek 2019 yılı içerisinde kesinleştiğinin, mahkemece kesinleşme şerhinin verilmesi ve kararın nüfusa bildirilmesi işlemlerinin idâri işlem niteliğinde olup ilgili idâri işlemlerin henüz yapılmamış olmasının boşanma hükmünün kesinleşmiş olduğu sonucunu değiştirmeyeceğinin, davalı-karşı davacı kadın tarafından davacı-karşı davalı erkek aleyhine 12.02.2020 tarihinde Erzurum 3. Aile Mahkemesinin 2020/65 Esas sırasında kayıtlı zinaya dayalı olarak açılan boşanma davasının dava tarihi itibariyle taraflar arasında mevcut bir evlilik birliği bulunmadığı gözetildiğinde davalı-karşı davacı kadının birleştirme talebinde bulunmasında hukûki yararının bulunmadığının, tüm bu nedenlerle bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının birleştirme talebinin reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
    b)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Davalı-karşı davacı kadının "Reddedilen ziynet alacağı davasına" yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple, "Birleşen nafakanın artırılması davası hakkında verilen tefrik kararına" yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple ayrı ayrı REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda (3/b) bendinde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (3/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.
    31.05.2022 (Salı)









    Hemen Ara