Esas No: 2022/4386
Karar No: 2022/5215
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4386 Esas 2022/5215 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4386 E. , 2022/5215 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet düzenlemesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dava; erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı kadının usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya yasal süreden sonra cevap verdiği, bu nedenle davacı erkeğe kusur yüklenemeyeceği belirtilerek davacı erkeğe yüklenen kusurlar çıkartılmış, davalı kadına ise iki kusur eklenerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle hükmün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata ve boşanmanın diğer ferilerine hükmedilmiş, hüküm bu sefer davalı kadın tarafından yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonucunda her ne kadar davalı kadının, erkeğe ve ailesine hakaret ettiği ve eşyalara zarar verdiği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile boşanmaya, davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş ise de kadına yüklenen "Erkeğe ve ailesine hakaret etmesi" vakıası yönünden dinlenen tanıkların beyanları yer ve zaman unsuru içermeyen, sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olup bu nedenle bu vakıanın davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Yine bölge adliye mahkemesince kadına yüklenen diğer kusur olan "Eşyalara zarar vermesi" vakıası yönünden ise, tarafların 2012 yılında evlendiği, 2014 yılında ortak çocuk Hatice'nin dünyaya geldiği, her ne kadar davacı erkek tanığı ...'in beyanında davalı kadının doğumdan hemen sonraki dönemde bir gecede tüm ev eşyalarını dağıtıp, perdeleri dahi indirdiği beyan edilmiş ise de olayın yaşandığı 2014 yılından iş bu davanın açıldığı 2018 yılına kadar tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu durumda bu vakıanın da, davacı erkek tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekeceğinden davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davalı kadın davaya süresinde cevap dilekçesi sunmadığından davacı erkeğe kusur yüklenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların her ikisinin de boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun varlığı kanıtlanamamış olup açılan davanın reddi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu boşanmaya karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı ise de, boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
b-Yukarıda (1.) bentte açıklandığı üzere her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun varlığı dosya kapsamından kanıtlanamamıştır. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabul edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
c-Yukarıda (1.) bentte açıklandığı üzere her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun varlığı dosya kapsamından kanıtlanamamıştır. O halde, kusursuz eş aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilemez (TMK m. 174/1-2). Bu durumda; davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilecek yerde yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde tazminatlara hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2/b) ve (2/c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.31.05.2022 (Salı)