Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4151 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4151
Karar No: 2022/5287
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4151 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/4151 E.  ,  2022/5287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi, maddi tazminatın miktarı ve nafakaların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi, kadına verilen maddi tazminat, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
    2-Dava; taraflarca karşılıklı olarak açılan Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin şehir dışında çalıştığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadını ailesinin yanına bıraktığı, eve çok az geldiği, kadınla ve çocukla ilgilenmediği, kadının da evi terkettiği tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek iki tarafın da davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek kadın lehine yoksulluk nafakası ve maddi tazminata hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince her ne kadar, evi terkettiği vakıası davacı-karşı davalı kadına kusur olarak yüklenilmiş ise de; kadının ortak evi terk etmeye zorlandığı, dolayısıyla davacı-davalı kadının kusursuz olduğu, erkeğin eve çok az uğradığı, kadını ailesinin yanına bıraktığı, çocuk ve kadınla hiç ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken bölge adliye mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkek tam kusurlu olup, boşanma davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değilse de, kadının davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş, böylece davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası konusuz kalmıştır. O halde, mahkemece konusuz kalan davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davadaki haklılık durumuna göre harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk Zübeyir ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    5-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 01.06.2022 (Çrş.)

    Hemen Ara