Esas No: 2019/459
Karar No: 2019/598
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/459 Esas 2019/598 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/459 KARAR NO : 2019/598 KARAR TR: 30.09.2019 |
ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı : Eureko Sigorta A.Ş.
Vekili : Av. M.K.
Davalı : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. H.K.Ö.
O L A Y :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan 34 UZ 6004 plaka sayılı aracın İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Orhanlı Mahallesi Demokrasi Caddesi üzerinde seyir halinde iken, yoldaki bakım çalışmalarında ışıklı uyarıcı levhaların olmaması ve yol ayırıcı beton blokların tabelaların önünde olmasından dolayı meydana gelen trafik kazası nedeniyle, sigortalıya 6.115,00 TL tazminat ödediğini, davalı kurumdan tahsili için İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü"nün 2014/25903 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ile alacağın asgari %20"si kadar icra inkar tazminatının ve yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
İstanbul 7. İdare Mahkemesi: 9.2.2016 gün ve E:2016/158, K:2016/276 sayı ile, İdari yargıda itirazın iptali davası açılamayacağı, ancak idari işlemlerin iptali istemiyle iptal davası ya da tazminat talebiyle tam yargı davası açılabileceği, hangi idari işlemin iptali isteniyorsa ya da tam yargı davası açılıyorsa bunun açıkça belirtilmesi gerektiğinden usule uygun olmayan dava dilekçesinde 2577 sayılı Yasa"nın 3.maddesine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasanın 3. maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Yasanın 15 maddesinin 1 fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın bildirim tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen hususlara uygun biçimde, harç alınmaksızın yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiş, vedavacı tarafından davalı idarenin, kazanın oluşumunda hizmet kusuru bulunması nedeniyle sorumlu olduğundan bahisle idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.
İSTANBUL 7. İDARE MAHKEMESİ: 24.1.2017 gün ve E:2016/505, K:2017/104 sayı ile, 2918 Sayılı Kanunun uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi hükmü uyarınca, Adli Yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez, davaya konu olay kapsamında alacağını tahsil amacıyla davalıya İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü"nün E:2014/25903 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğundan bahisle haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın asgari %20 si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 1.2.2018 gün ve E:2017/179, K:2018/23 sayı ile, İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, davada kazanın, davalı idarenin maliki/işleteni olduğu aracın yol açtığı bir kazadan dolayı değil, davalı idarenin hizmetin görülmesi nedeniyle meydana geldiği anlaşıldığı; eşdeyişle dava konusu kazanın meydana gelmesi ile kamu hizmeti arasında bir nedensellik bağına dayanıldığı gerekçesiyle; HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmaması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanınreddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi: 21.2.2019 gün ve E:2019/478, K:2019/380 sayı ile,usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, görev yerinin belirlenmesi yönünden dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmek üzere, ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı vekili idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan30.09.2019 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyave adli yargı kararı ve kesinleşme şerhi ile birlikte 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirkete sigortalı aracın, 34 UZ 6004 plakalı aracın 22.9.2013 tarihinde İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Orhanlı Mah. Demokrasi Cad. üzerinde seyir halinde iken maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği nedeniyle sigortalısına 6.115,00 TL ödendiğini, meydana gelen zarardan davalı idarenin sorumlu olduğunu belirterek ödenen bedelin ve işlemiş faizin davalıdan tahsili için yapılan takibe davalı tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamı ile alacağın asgari %20"si kadar icra inkar tazminatı istemiyle açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.
İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.
İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.
Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.
Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 1.2.2018 gün ve E:2017/179, K:2018/23 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 1.2.2018 gün ve E:2017/179, K:2018/23sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.09.2019 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN