Esas No: 2022/3583
Karar No: 2022/5411
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3583 Esas 2022/5411 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/3583 E. , 2022/5411 K.Özet:
Karşılıklı boşanma davasında erkek tarafın birçok kadınla sürekli telefonla görüşmesi ve para yollaması, kadın tarafın ise başka insanlarla kıyaslama yaparak aşağılayıcı sözler söylemesi ve karı koca ilişkisi kurmaktan kaçınması sebebiyle boşanmaya karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi, erkeğe hakaret vakıası kusurunu da yükleyerek feriler yönünden karar vermiştir. Ancak, hakarete yönelik tanık beyanlarının duyum üzerine olduğu ve dosyada mevcut olan hakaret mesajının dava tarihinden sonrasına ilişkin olduğu anlaşıldığı için erkeğe hakaret vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru bulunmamıştır. Ayrıca, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmemesi de kusur olarak yüklenmiştir ve erkek ağır kusurlu, kadın ise az kusurlu kabul edilmiştir. Kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiş, ancak bozma talebi kabul edilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TMK m. 174/1-2.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, velâyet ve hükmedilen nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlar ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki 2. bendin ve davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki 2. ve 3. bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe “birçok kadınla süreklilik arz edecek şekilde telefonla görüştüğü ve para yolladığı”, davalı-karşı davacı kadına ise “başka insanlarla kıyaslama yaparak aşağılayıcı sözler söylediği ve karı koca ilişkisi kurmaktan kaçındığı”, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile boşanmaya ve ferilere karar verilmiştir. Tarafların istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine bölge adliye mahkemesince, davacı-karşı davalı erkeğe “hakaret” vakıası da kusur olarak yüklenerek yine tarafların eşit kusurlu olduğu tespiti ile boşanmanın ferileri yönünden hüküm kurulmuştur. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe “hakaret” vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de; hakarete yönelik tanık beyanlarının duyum üzerine olduğu ve dosyada mevcut olan hakaret mesajının dava tarihinden sonrasına ilişkin olduğu anlaşılmakla, hakaret vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte görgüye dayalı tanık beyanlarından erkeğin evine düzenli olarak bakmadığı sabittir. Bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğe ilk derece mahkemesince yüklenen kusurların yanı sıra “birlik görevlerini yerine getirmeme” vakıasının da kusur olarak yüklenmesi ve gerçekleşen kusur durumuna göre de davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
3-Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeblerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 06.06.2022 (Pzt.)