Esas No: 2022/4213
Karar No: 2022/5380
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4213 Esas 2022/5380 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4213 E. , 2022/5380 K.Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava, 3561 Sayılı Kanun'a dayalı olarak açılan kayyım atanması kararının kaldırılması isteğiyle açılmıştır. Mahkeme kayyımlık kararını kaldırmış fakat davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay daha önceki bir kararı sebebiyle, tapu maliki ile dosya kapsamında nüfus kaydı ve veraset belgesi bulunan kişi ile aynı kişi olup olmadığını araştırmak için yeniden inceleme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, veraset belgesindeki kişi ile tapu kaydındaki kişinin aynı kişi olduğuna karar verseler de, tapu kaydı ile nüfus kaydında geçen kişinin kimlik bilgilerindeki farklılık giderilmeden karar verilmesi hatalı olduğu için karar bozulmuştur. HUMK'un 440/III-3. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalıdır.
Kanun Maddeleri: 3561 Sayılı Kanun
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyımın Kaldırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı/kayyım tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3561 Sayılı Kanun’a dayalı olarak açılan kayyım atanması kararının kaldırılması isteğine ilişkindir.
Mahalli mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüyle, kayyımlık kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2018 tarihli ilamı ile, kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin davaların kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırma yapılarak tapu maliki ile dosya kapsamında nüfus kaydı ve veraset belgesi bulunan kişi ile aynı kişi olup olmadığının araştırılması, tapu kaydı ile nüfus kaydında geçen kişinin kimlik bilgilerinin farklılığı karşısında gerekirse tapuda isim düzeltim davası açmak üzere taraflara süre verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
Ne var ki; mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, dava konusu İstanbul ili, Şişli ilçesi, Cumhuriyet mahallesi 989 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3/120 hissesinin Fransız Tebalı İrman Marie Anne Negreponte: Jean kızı adına kayıtlı olduğu, dosya kapsamındaki veraset belgesinin İrma Maria Anna Negreponti’ye ait olduğu, tapu kaydındaki kişi ile veraset belgesindeki kişinin aynı kişi olduğuna dair açılan tespit davasının hasımsız olarak açıldığı, davalı/kayyımın dosyada taraf olmadığı anlaşılmakla, mahkemece dosya kapsamında nüfus kaydı ve veraset belgesi bulunan
kişi ile tapu malikinin aynı kişi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tapu kaydı ile nüfus kaydında geçen kişinin kimlik bilgilerindeki farklılığı gidermek için mahkemece taraflara tapuda isim düzeltilmesi davası açmak üzere süre verilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, HUMK'un 440/III-3. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, oy birliğiyle karar verildi. 06.06.2022 (Pzt.)