Esas No: 2018/7538
Karar No: 2020/7993
Karar Tarihi: 08.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7538 Esas 2020/7993 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2016 tarihli ve 2015/429 Esas, 2016/345 Karar sayılı hükmüne karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile; Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2016 tarihli ve 2015/429 Esas, 2016/345 Karar sayılı kararının HMK"nin 353/(1).b.2. maddesi gereği kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2015 tarihli ve 2015/25 Esas, 2015/421 Karar sayılı ilamında bahsi geçen 09.06.2008-11.07.2011 tarih aralığı için saklı tutulan 253,68 TL ile 11.07.2011-06.04.2012 tarih aralığı için 10.312,65 TL"nin her dönem sonu itibariyle kademeli olarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve davacının 06.04.2012-15.10.2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin toplam 56.872,62 TL yönünden ise reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını duruşmalı olarak temyizi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin kayden maliki olduğu 4367 parsel sayılı taşınmaz hakkında Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan müdahalenin men’i, kal ve ecrimisil davasının 08.06.2010 tarihinde kesinleştiğini, ilamın infazına yönelik icra takibi başlatıldığını, 06.04.2012 tarihinde zemin hariç yıkımın gerçekleştiğini, yeterli ekipman olmadığı ve zeminde su tahliye borularının da bulunması nedeniyle gerektiğinde temizlenmek üzere beton zeminin bırakıldığını, davalıya beton zemini sökmesi için 30 günlük süre verilmesine rağmen niza konusu beton zeminin kaldırılmadığı gibi depolama alanı olarak kullanmaya devam edildiğini belirterek Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2015 tarihli ve 2015/25 Esas, 2015/421 Karar sayılı ilamında bahsi geçen 09.06.2008-11.07.2011 tarih aralığı için saklı tutulan 253,68 TL ile 11.07.2011 tarihinden dava tarihine kadar fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 66.016,70 TL ecrimisil bedelinin tahsili talep edilmiş, ıslah dilekçe ile 67.185,27 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili, müdahalenin men"i ve kal"e ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamının Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2010/11551E. sayılı dosyası üzerinden 06.04.2012 tarihinde infaz edildiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin taşınmazda haksız bir işgalinin söz konusu olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını ve ecrimisil için ticari faiz talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 67.185,27 TL ecrimisilin her dönem tahakkuk tarihi itibari ile ayrı ayrı hesaplanacak kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.02.2017 tarihli ve 2017/69 Esas, 2017/98 Karar sayılı kararı ile, davalı ... vekilinin tüm istinaf taleplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile; “Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2016 tarihli ve 2015/429 Esas, 2016/345 Karar sayılı kararın HMK"nin 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak, aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesine; 1-Davanın kısmen kabulü ile, Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2015 tarihli ve 2015/25 Esas, 2015/421 Karar sayılı ilamında bahsi geçen 09.06.2008-11.07.2011 tarih aralığı için saklı tutulan 253,68 TL ile 11.07.2011-06.04.2012 tarih aralığı için 10.312,65 TL"nin her dönem sonu itibari ile kademeli olarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının 06.04.2012-15.10.2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin toplam 56.872,62 TL yönünden ise reddine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; ""İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir."", TMK"nin 6. maddesine göre ise; ""Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. "" şeklindedir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 4367 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalının çaplı taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, davalı şirket aleyhine (09.11.2004 tarihinde) Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde müdahalenin men’i, kal ve ecrimisil davasının açıldığı, Mahkemenin, (bozma sonrası) 2009/49 Esas, 2009/473 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 08.06.2010 tarihinde kesinleştiği, kararın infazı için Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2010/11551 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, 06.04.2012 tarihli “Müdahalenin Men’i, Kal ve Tahliye Tutanağı” ile dava konusu beton zemin hariç kal’in gerçekleştiği, ilgili tutanakta “...4367 Parsel sayılı taşınmazın zeminde bulunan beton zemin, yeterli ekipman olmadığı, zeminde su tahliye borularının bulunması nedeniyle gerektiğinde temizlenmek üzere bırakıldı, Alacaklı vekili, beton zeminin (kendilerinin sökmesi için) sökülmesi için karşı tarafa 30 gün süre verilsin” şeklinde yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/56 D.İş dosyasına ibraz edilen inşaat bilirkişi raporunda da 4367 parsel sayılı taşınmazda büyük kağıt rulolar istiflenerek depolama alanı olarak kullanıldığı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı, beton zeminin sökülmediği ve depolama alanı olarak kullanıldığı iddiası ile ecrimisil talep etmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının (ecrimisil talep edilen dönemde) dava konusu yeri kullanıp kullanmadığı, var ise kullanım (tasarruf) şekli ile süresi irdelenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece, öncelikle taraflara tanık listesi sunması için süre ve imkan verilmesi, daha sonra taşınmazın başında, teknik ve uzman bilirkişiler ile taraf tanıkları aracılığıyla keşif yapılarak, tanıkların (tarafların ispat yükleri de gözetilerek) dinlenerek davalının (ecrimisil talep edilen dönem baz alınarak) dava konusu taşınmaza müdahale edip etmediğinin duraksamaya mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilmesi, (var ise) kullanılan kısım ve/veya kısımlar ( infaza elverişli olacak şekilde) ölçekli ve koordinatlı fen bilirkişisi raporunda net olarak gösterilmesi, aynı şekilde (var ise) kullanım süresinin belirlenmesi, ondan sonra (ecrimisil talebi hakkında) oluşacak sonuca göre, dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde (eksik araştırma ile) hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.02.2017 tarihli ve 2017/69 Esas, 2017/98 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.