Esas No: 2015/429
Karar No: 2015/382
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/429 Esas 2015/382 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Niğde Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan kasten öldürme suçu davasında sanıkların beraatına karar verildi. Ancak karar, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edildi ve Yargıtay Birinci Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Yerel mahkeme bozmayı kabul etmeyerek ilk hükümdeki kararını yeniden verdi. Ancak bu karar da temyiz edildi ve Yargıtay Birinci Ceza Dairesi tarafından tekrar bozuldu. Ceza Genel Kurulu ise mahkemenin eksikliklerinden dolayı kararın bozulmasına karar verdi ve dosya mahkemeye gönderildi.
Kanun Maddeleri: CMK 223, 230, 231, 232, 5320 (8/1), 308/1.
"İçtihat Metni"
Tebliğname:2015/120645
Mahkemesi : Niğde Ağır Ceza
Günü : 16.01.2015
Sayısı : 265-9
Kasten öldürme suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde sanıkların beraatına ilişkin, Niğde Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.03.2011 gün ve 246 - 69 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Birinci Ceza Dairesince 25.09.2012 gün ve 8393-6802 sayı ile;
"... Aynı eylemden yargılanan sanıklar arasında savunma açısından çıkar çatışması bulunduğu, bu nedenle sanıkların aynı vekillerle temsili usulüne aykırı olduğu anlaşılmakla, her bir sanık için ayrı müdafi atanması gerektiğinin düşünülmemesi" nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece 26.12.2012 gün ve 241-292 sayı ile ilk hükümde olduğu gibi sanıkların beraatlarına karar verilmiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ile katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.05.2014 gün ve 870-3174 sayı ile;
"... Sanıklar M.., M.. N.. ve R..ın kasten öldürme suçlarından kurulan beraat hükümleri yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, bir tarafta maktul H.., annesi mağdur M.., babası V.. ve kardeşi mağdur sanık M..; diğer tarafta ise sanık M.. N.., çocukları M.., R.., N.. ve mağdur sanık H.. ile yakınları Y.. olmak üzere, her iki tarafın birbirleri ile akraba oldukları, olaydan önce maktulün İstanbul"da bulunan H.."ın yanına çalışmak amacı ile gittiği, H.. ve arkadaşları ile aynı evde kaldıkları sırada cinsel tacize uğradığı iddiası ile aralarında H.."ın da bulunduğu bazı kişiler hakkında kamu davası açılıp yargılamanın devam ettiği, böylelikle her iki taraf arasında çekişme yaşandığı, olaydan bir gün önce bu çekişmenin etkisi ile H.. ve V.. arasında başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında H.."ın V.., M.. B.. ve M.."ı tehdit ettiği, V.. ve M.."a etkili eylemde bulunduğu, Y.."in de H.."ın yanında yer aldığı, buna karşılık V.. ve M.."nın H.."ı basit şekilde yaraladıkları, H.."ın yarasının ciddi olmamasına rağmen ailesinin bu durumu abarttığı, olayın ardından M.. N.."un, V.."in evine giderek hakaret ettiği, kendisini ve çocuklarını ölümle tehdit ettiği, bu sırada İstanbul"da bulunan R.. ve M.."in de olayı haber alıp akşam saat 22.30 sıralarında yola çıktıkları, savunmalarının aksine hts raporlarından anlaşılacağı üzere babaları M.. N.. ile görüştükleri, sabah saatlerinde Niğde"ye vardıkları, öncelikle hastanede bulunan H.."ı ziyaret ettikleri, ardından evlerine uğradıkları, burada M.."in H.."a ait silahı alıp R.. ile birlikte önceden bilmedikleri V.."in evini aramak üzere dışarı çıktıkları, M.. N.."un da V.."in evinin yakınlarına kadar geldiği, tanıklar E.. ve G..ile karşılaştığı, karşılaşmadan hemen önce tanıkların önünden araçları ile geçen M..ve R.."ın V.."in evini bulamadıkları, bir gün önceki olayı duyan E.. ve G.."in sakinleştirme çabalarına, M.. N.."un V.. ve ailesini kastederek, "onlar nasıl olsa dışarı çıkacaklar, onları vuracağım, beşikteki bebeği olsa bile vuracağım" sözleriyle karşılık verdiği, traktörü ile oradan ayrıldıktan bir süre sonra M.. ve R.."ın yine tanıkların önünden geçip, babaları M.."nın tarifi üzerine V.."in evini buldukları, izinsiz olarak evin müştemilatına girerek o sırada evde olmayan V.."i aramaya başladıkları, M.. ve yakınlarının kendilerine karşı çıkması ile başlayan tartışma sırasında R.."ın M.."ı darp ettiği, M.."in "sizin kökünüzü kazıyacağım" diyerek, önce evin açık bulunan mutfak camından, ardından mutfağın sol tarafında yer alan yatak odasının perde ile tamamen kapalı olmayan penceresinden birer el ateş ettiği, ilk atış sırasında yatak odasında bulunan ölenin odadan dışarı çıkıp kapıyı kapattığı sırada ikinci yapılan atış sonucu boynundan aldığı isabet sonucu öldüğü olayda;
A- Sanık M.."in öldürme suçu yönünden,
Sanığın fiilden önce ve fiil sırasında söz ve davranışları dikkate alındığında neticeyi bilerek ve isteyerek eylemini gerçekleştirdiği, eylemine bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik bulunduğu halde, kasten öldürme suçundan hüküm kurulması yerine suç niteliğinde yanılgıya düşülerek olası kastla öldürme suçundan hüküm kurulması,
B- Sanıklar R.. ve M.. N.."un öldürme suçları yönünden,
Sanık M.. N.."un azmettiren olarak sanık M.."in işlediği kasten öldürme suçuna katıldığına ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmasa da, suçun işlenmesinden önce yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırdığı, eylemlerinin diğer sanıkları teşvik derecesine ulaştığı;
Sanık R.."ın ise tam bir irade ve eylem birliği içinde fiili hâkimiyetleri altına aldıkları maktule yönelik fiilini, sanık M.. ile birlikte işledikleri halde, sanık M.."nın yardım eden; sanık R.."ın fail sıfatı ile kasten öldürme suçundan mahkûmiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraatlarına karar verilmesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Niğde Ağır Ceza Mahkemesi ise 16.01.2015 gün ve 265-9 sayı ile ilk hükmünde direnmiştir.
Hükmün katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2015 gün, 120645 sayı ve "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçeyle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile mahalli mahkeme arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların kasten öldürme ve bu suça iştirak fiillerinin sabit olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, ilk hükmünde direnen yerel mahkemenin hüküm fıkrasını yeniden kurma zorunluluğu bulunup bulunmadığının öncelikle tespiti gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada bir kısım sanıklar ve suçları yönünden dosyanın tefrik edildiği, incelemeye konu sanıklar ve suçları bakımından ise ilk hükümde direnilmesine karar verilmesine rağmen bununla yetinilip yeni hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken, CMK"nun 230, 231 ve 232. maddelerine uygun bir hüküm kurulması zorunlu olup, aksi hal CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 308/1. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı kanunun 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 gün ve 489-12 sayılı kararı başta olmak üzere pek çok kararında aynı sonuca ulaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Mahalli mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış ve bozulmakla tamamen ortadan kalkan önceki hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, CMK"nun 223, 230 ve 232. maddeleri uyarınca verilen kararın ne olduğu belirtilmemiş ve kararda bulunması zorunlu olan "hüküm" kısmı eksik bırakılmıştır.
Bu itibarla, sair yönleri incelenmeyen direnme kararının hüküm fıkrası bulunmaması usulü eksikliği nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 gün ve 265-9 sayılı kararının, hüküm fıkrası bulunmaması usulü eksikliği nedeniyle BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.