Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2623 Esas 2022/5476 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2623
Karar No: 2022/5476
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2623 Esas 2022/5476 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu karar, bir karşılıklı boşanma davası sonucunda verilen kararın temyiz edilmesiyle ilgilidir. İlk derece mahkemesi tarafından tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabul edilmesi ve boşanmalarına karar verilmiştir. Taraflardan biri temyiz etmiştir ve Bölge Adliye Mahkemesi taraflar arasındaki evliliğin ölüm ile sona erdiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair bir karar vermiştir. Ancak bu karar, taraflar arasındaki evlilik birliği kadının açtığı davada verilen ve kesinleşen boşanma kararı göz önüne alınarak verilmediği ve usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesi de açıklanmış ve bu maddeye göre, boşanmış eşlerin birbirlerinin mirasçısı olamayacağı ve boşanmadan önce yapılan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları kaybedecekleri belirtilmiştir.
2. Hukuk Dairesi         2022/2623 E.  ,  2022/5476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 08.06.2022 günü temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekili Av. ... ile karşı taraf davacı-karşı davalı ... mirasçıları vekili Av. ... geldiler. Duruşmanın devamı sırasında davalı-karşı davacı ... duruşma salonundan çıkmak istedi izin verildi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş; ilk derece mahkemesinin kararına karşı, erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin toptan yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kısmen kabulü ile diğer istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş, karara karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 2021/3390 Esas, 2021/6338 Karar sayılı ilamı ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması sebebiyle bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde kadının istinaf itirazının kabulüne, davacı-karşı davalı erkeğin 17.04.2021 tarihinde vefat etmesi nedeniyle her iki boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, TMK m. 181/2 hükmü gereği boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, karar yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesinde; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır. Her ne kadar Dairemiz bozma ilamı sonrasında bölge adliye mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davacı-karşı davalı erkeğin 17.04.2021 tarihinde vefat ettiği gerekçesiyle her iki dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı-karşı davacı kadının TMK m. 181/2 gereği boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğunun tespitine karar verilmişse de bölge adliye mahkemesi tarafından verilen 2020/216 Esas, 2020/1076 Karar sayılı ilam davalı-karşı davacı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiş olduğu nazara alındığında kadının kabul edilen boşanma davasına ilişkin hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasındaki evlilik birliği kadının açtığı davada verilen ve kesinleşen bu boşanma hükmü ile sona ermiş olup TMK m. 181/2 maddesi göz önüne alındığında boşanma hükmü kesinleşmesine rağmen bölge adliye mahkemesi tarafından erkeğin davası ile ilgili taraflar arasındaki evliliğin ölüm ile sona erdiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, 3.815 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalılardan alınıp davalı-karşı davacıya verilmesine temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022 (Çrş.)

    Hemen Ara