Esas No: 2022/4076
Karar No: 2022/5497
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4076 Esas 2022/5497 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/4076 E. , 2022/5497 K.Özet:
Boşanma davası sonucunda, ilk derece mahkemesi davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 650 Türk lirası tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmetmiş, davacı kadının manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Davalı erkek tarafından yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir ancak davacı kadın ile davalı erkek arasında boşanma davası açıldıktan sonra aynı evde yaşamaya devam edildiği ve evlilik birliğinin sürdürüldüğü ortaya çıkmıştır. Bu durumda, davacı kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davası sonucu hüküm verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın tarafından, davalı erkek aleyhine Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 650 Türk lirası tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davacı kadının manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Davalı erkeğin istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı erkek aşamalarda değişmeyen beyanlarında, davacı kadın ile barıştıklarını aynı hanede birlikte yaşadıklarını ve evlilik birliğinin boşanma davası açıldıktan sonra devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı erkek tarafından dosyaya sunulan fotoğraflar, tanık olarak dinlenilen tarafların ortak çocuklarının beyanları ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, dava açıldıktan sonra tarafların aynı evde yaşamaya devam ettikleri ve evlilik birliğini sürdürdükleri, böylelikle de davacı kadının, dava tarihinden önce meydana gelen davalı erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı ve bu nedenle bu davranışların davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davacı kadının davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022 (Çrş.)