Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3137 Esas 2022/3020 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3137
Karar No: 2022/3020
Karar Tarihi: 02.06.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3137 Esas 2022/3020 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, sıra cetvelinde yer alan davalının alacağının gerçekte belirlenen miktar kadar olmadığını, ipotek alacağının esasına itiraz etmiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın 18.011,99 TL ve fer'ileri ile sınırlı tutulmasına karar vermiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, sadece konut kredi sözleşmesinden kaynaklı ipotekle teminat altına alınmış alacağı için bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış bedelinden pay alabileceği kabul edilmesi gerektiğini belirtmiş ve kararı bozmuştur. Mahkeme eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar vermiştir. Kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu, Tüketici Kredileri Yönetmeliği, İpotek Kanunu.
6. Hukuk Dairesi         2021/3137 E.  ,  2022/3020 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili, sıra cetvelinde 1. sırada yer verilen davalının ipotek alacağının gerçekte belirlenen miktar kadar olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinde davalının alacağının esasına itiraz etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarih ve 2016/8166 E., 2020/1903 K. sayılı kararıyla, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine davalı lehine konulan ipoteğin, konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu, ipotek sözleşmesinde yer alan “... konut finansmanı sözleşmesi ve işbu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan her bir kredi sözleşmesi tahtında açılmış ve açılacak kredilerden dolayı doğmuş ve doğacak borçlar ile bankanın bütün şubelerinin doğmuş ve doğacak alacaklarının 224.850,00 TL'na kadar olan miktarının tahsilini temin..” yönündeki kayıt yanıltıcı mahiyette olduğundan, tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıt olduğu, bu durumda, davalı bankanın, dava dışı borçluya kullandırdığı kredi kartından doğan alacağının, ipotek kapsamında olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı bankanın sadece konut kredi sözleşmesinden kaynaklı ipotekle teminat altına alınmış alacağı için bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış bedelinden pay alabileceği, söz konusu alacağının tutarının ise 18.011,99 TL olduğu gerekçesiyle, davanını kabulü ile sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın 18.011,99 TL ve fer'ileri ile sınırlı tutulmasına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Dava, sıra cetvelinde 1. sırada yer alan davalı ipotek alacaklısının alacağının fazla hesaplandığı iddiasına dayalı, sıra cetveline itiraz davasıdır.
    Davalı bankanın takip talepnamesinin incelenmesinde, konut finansman sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklı alacağının asıl ve fer'ileri ile birlikte 46.453,43 TL, kredi kartından kaynaklı alacağının asıl ve fer'ileri birlikte 7.845,24 TL olmak üzere, toplam alacağının 54.298,67 TL olduğu anlaşılmış, dava konusu sıra cetvelinde ise alacağın satış tarihi itibariyle ulaştığı miktar nazara alınarak, tüm bu alacakları için toplam 62.790,70 TL pay ayrılmıştır.
    Davalı banka, takip borçlusuna 05.04.2020 tarihli konut kredi sözleşmesiyle 127.500,00 TL kredi vermiş, bu alacağın teminatı olarak bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına banka lehine üst sınır ipoteği tesis edilmiştir. Bu kredi kapsamındaki bakiye alacağın 18.011,99 TL olduğu tespit edilmiştir. Bunun dışında, yine konut finansman sözleşmeleriyle 17.05.2011 tarihinde 39.112,00 TL, 29.12.2011 tarihinde 10.878,00 TL bireysel tüketici kredileri tahsis edilmiştir. Takip borçlusu tarafından imzalanan konut finansman sözleşmeleriyle, bireysel finansman kredilerinin teminatının da bedeli paylaşıma konu taşınmaz olduğu kabul edilmiştir.
    Bu durumda, davalı bankanın, konut kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağı yanında bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için de taşınmazın satış bedelinden pay alabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Dairemiz bozma ilamında, sadece kredi kartından kaynaklı alacağın ipotek kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, bozma ile oluşan usuli müktesap hakka da aykırı olarak, hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    O halde, mahkemece, bilirkişiden alınacak ek raporla, davalı bankanın, kredi kartından kaynaklı alacağı dışında, konut kredisinden ve bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklı bakiye alacaklarının, satış tarihi itibariyle ulaştığı tutarlar belirlenerek, sıra cetvelinden alacağı payın tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, 1.bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, talep halinde temyiz harcının davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Hemen Ara