Esas No: 2022/3234
Karar No: 2022/5698
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3234 Esas 2022/5698 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/3234 E. , 2022/5698 K.Özet:
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin 2022/3234 E. ve 2022/5698 K. numaralı Boşanma ve Ziynet Alacağı davasına ilişkin verdiği karar incelendiğinde, Kadın tarafından tazminatlar ile nafakaların miktarı ve reddedilen ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edildiği, erkek tarafından ise yetki itirazının reddi, boşanma ve ferileri ile kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz edildiği görülmektedir. Kararda, erkeğin kadının kabul edilen ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, ancak kadının takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu ve tazminat miktarının da yetersiz olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek kararın bu sebeplerle bozulması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun maddelerine bakıldığında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-b bendi uyarınca \"Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını(bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar\" temyiz edilemezken, 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 44. maddesi ile 6100 sayılı Kanun’a eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması gerektiği belirtilmiştir. Karar tarihi itibariyle bu miktar \"107.090,00 TL\" olarak belirlenmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığı ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri göz önünde bulundurularak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatlar ile nafakaların miktarı ve reddedilen ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden; davalı erkek tarafından ise yetki itirazının reddi, boşanma ve ferileri ile kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davalı erkeğin kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını(bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi ile 6100 sayılı Kanun’a eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının(HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “107.090,00 TL” olarak belirlenmiştir.
Kadının kabul edilen ziynet alacağı bedeli 4000 TL olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge adliye mahkemesince Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı erkeğin kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE; temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2.) bentte belirtilen sebeple ONANMASINA; hükmün (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden Aytaç'a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Sevda'ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 13.06.2022 (Pzt.)